'Gezi Davası' sanıklarını beraat ettiren hakimlere soruşturma açan HSK'ya, Çanakkale Barosu'ndan tepki: "Siyaseten istenilen kararlar verilmediği takdirde..."

'Gezi Davası' sanıklarını beraat ettiren hakimlere soruşturma açan HSK'ya, Çanakkale Barosu'ndan tepki: "Siyaseten istenilen kararlar verilmediği takdirde..."
Gezi Parkı eylemleri davasında yargılanan 9 sanık hakkında beraat kararı veren mahkeme başkanı ve üyeler hakkında soruşturma başlatan Hakimler ve Savcılar Kurulu'na (HSK), Çanakkale Barosu'ndan tepki geldi. Baro'dan yapılan açıklamada, Meslektaşlarının üzerindeki baskıyı kaldırmak yerine artıran HSK’nın bu kararını kınıyoruz" denildi.Çanakkale Barosu'nun konuya ilişkin açıklaması şöyle:"Tüm ülke kamuoyunun bildiği üzere İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi Parkı davasında yargılanan 9 sanık hakkında 18.02.2020 tarihli karar celsesinde beraat kararı vermiştir. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararı dahi açıklanmadan mahkeme başkanı ve üye hakimler hakkında HSK’nin ışık hızında verdiği inceleme ve soruşturma izni, yargı bağımsızlığı ile bağdaşmamaktadır. Mahkemelerin bağımsızlığı hususunda Anayasa’nın 138. maddesinde ayrıntılı düzenlemeler yer almaktadır. Madde metnine göre; “Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.”Anayasa’nın bu maddesini okuyan herkes fiili durumun ne kadar farklı olduğunu, siyaseten istenilen kararlar verilmediği takdirde hakimlerin ne ile karşılaşacakları hakkında gözdağı verildiğini anlayacaktır. Adalet eğilip bükülebilen bir olgu değildir. Adaletin kurucu unsurları olan hakim, savcı ve avukatlar, tehditler ve gözdağları ile sindirilebilecek kişi ve kurumlar değildir. Meslektaşlarının üzerindeki baskıyı kaldırmak yerine artıran HSK’nın bu kararını kınıyoruz. Sadece kendi mesleğimizin değil adaletin tesisi için görev yapan hakim ve savcı meslektaşlarımızın da haklarının korunması için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğimizi kamuoyu ile saygılarımızla paylaşırız."
Yorum Yazın