Hani hiç kimse işinden olmayacaktı?

Çocukluğumda babamın hiçbir zaman düzenli bir işi olmadı. Önceleri Çanakkale Belediyesinde çalışıyormuş. Ben 2,5 yaşında, kardeşim ise henüz yeni doğmuşken, şimdilerin duayen (!) gözüyle baktığı, benim nazarımda ise zerre kıymeti harbiyesi bulunmayan eski bir belediye başkanı tarafından işten atılmış. Peki yıldı mı? Asla! Çoğu zaman milletin tonlarca odununu, kömürünü tek başına sırtlayıp aslan gibi evine baktı.Yaş biraz ilerleyince haliyle yük taşıma işi de zorlaştı. Babam da bu kez kahvehanelerde, çay ocaklarında çalışmaya başladı. Hepimizin malumu, Ramazan ayı geldiğinde kahvehanelerde işler bıçak sırtı gibi kesilir. O zaman da kahvehane sahipleri, işler kesat diye işçi çıkarırdı. Haliyle babam da bu durumdan nasibini alırdı. Üstelik Ramazan bitince aynı işe döneceğinin bir garantisi yok. Babam ayrı, annem ayrı üzülürdü. O çocuk aklımızla Ramazan ayı hiç gelmesin isterdik. Gelmese de keşke babamız hiç işsiz kalmasa...Bayramiç Belediyesindeki, Ramazan ayına denk gelen işçi çıkarma olayını duyunca aklıma o günlerim geldi. İşsizliği de, babası işsiz kalan çocuğun psikolojisini de çok iyi bilirim. Sendika 54 işçi atıldı diyor. Belediye ise 24 personelin işine son verildiğini söylüyor. Rakamların hiç önemi yok. Sonuçta birileri işsiz kaldı mı, kaldı.Bakın bu işin AK Parti'si, CHP'si, MHP'si, İYİ Parti'si şusu, busu yok... Daha iki ay önce partilerin genel başkanları mitinglerde, katıldıkları televizyon programlarında "kazandığımız belediyelerde hiç kimse işinden olmayacak" diye bas bas bağırmıyor muydu? İl Başkanları da aynı şeyi söylemiyor muydu? Herkesin içi ferah, gönlü rahat olsun denmiyor muydu? Peki ne oldu da işten çıkarmalar başladı? Sebebi, gerekçesi ne? İşçilerin farklı siyasi görüşten oluşu mu? Sendikal faaliyetler yüzünden mi? Performans düşüklüğü mü? Seçim sürecinde başka kişilere, kazanırsak sizi işe alacağız diye söz verilmesi mi? Tasarruf tedbiri mi? Eğer tasarruf tedbiri ise, işten atılanların yerine neden hemen başkaları alındı? Yahut seçim sürecindeki, kimsenin işinden olmayacağına ilişkin yapılan tüm iyi niyet söylemleri oy toplama stratejisi miydi? Kusura bakmayın, madem işçi çıkarıyorsunuz, o halde kamuoyuna bir açıklama borçlusunuz.Başa dönecek olursak... Rahmetli Kemal Sunal'ın filmlerinde rolüne bürünmediği meslek yoktur ya hani, işte biz de babamın hayatını hep Kemal Sunal filmlerine benzetiriz. Çünkü bizi okutup, büyütüp, meslek sahibi yapmak için girmediği iş kalmadı. Hamallık da yaptı, çay da taşıdı, pazarlarda da çalıştı, gazete de dağıttı. Ne kardeşim ne de ben, babamızın hakkını asla ödeyemeyiz.Sözün özü, diyeceğim o ki, sudan sebeplerle babaları işten atmayın. Bir baba işsiz kalır, çok çocuk üzülür. Yapmayın...Metin KOÇ / Çanakkale Yorum