Çanakkale Kara Savaşları’nın 109’uncu yılı törenle anıldı
Çanakkale Kara Savaşları’nın 109’uncu yıl dönümü dolayısıyla Şehitler Abidesi'nde tören düzenlendi.
Törene; Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, Çanakkale Vali Vekili Hakkı Uzun, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, İkinci Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek katılım sağlarken, yabancı konuklar da büyük ilgi gösterdi.
Avustralya Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Richard Marles, Avustralya Büyükelçisi Miles Armitage, Avustralya Birleşik Güçler Komutanı John Frewen, Fransa Uluslararası İlişkiler ve Strateji Genel Müdür Yardımcısı Koramiral Christophe Lucas, Fransa Büyükelçisi Isabelle Dumont, Afganistan Büyükelçisi Amir Mohammad Ramin, Avusturya Büyükelçisi Gabriele Juen, Yeni Zelanda Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral David Proctor, Birleşik Krallık Büyükelçisi Jill Morris, Birleşik Krallık’tan Tuğamiral Robb Pedre, Pakistan Büyükelçisi Yousaf Junaid, ABD Büyükelçisi Jeffry Flake, Belçika Büyükelçisi Paul Huynen, Malta Büyükelçisi Therasa Cutajar, İrlanda Büyükelçisi John Mccullagh, Sri Lanka Büyükelçisi Saranya Hasanthi U.Dissanayake, Kanada, Senagal, Macaristan, Hindistan ve Güney Afrika’dan da üst düzey yöneticiler de törenlerde yerini aldı.
“ÇANAKKALE’NİN ŞANLI MÜDAFAASININ TÜM KAHRAMANLARINA BİN SELAM OLSUN”
Törende konuşma yapan Çanakkale Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir şu ifadeleri kullandı:
Çanakkale Tarihi Alan Başkanlığımızca düzenlenen, Çanakkale Kara Muharebelerinin 109. yıl dönümü törenlerine hoş geldiniz.
Öncelikle Türk Milletine bu toprakları, vatan yapanları hayırla yâd ediyorum. Milletimizin tarih yolculuğunda bu uğurda emek verenlerin, can fedâ edenlerin aziz ruhları şâd olsun.
Çanakkale şanlı müdafaasının tüm kahramanlarına bin selam olsun. En başta, Çanakkale mahşerinin muzaffer komutanlarından, Anafartalar Kahramanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşlarının ve kahraman Mehmetçiklerimizin ruhları şâd olsun. O büyük insanları rahmet, minnet ve şükran duygularımızla anıyoruz.
109 yıl önce bu topraklara gelip savaşan, hayatını kaybeden ve şimdi bu toprakların evlatları olan ve Mehmetçiklerimizle koyun koyuna huzur içinde yatan itilaf devletleri askerlerini de saygıyla hatırlıyorum. Şimdi barış, huzur ve güven diyarı olan bu müstesna topraklarda huzur içinde uyusunlar.
Hepimiz için çok önemli olan bu törenleri yaptığımız Çanakkale Tarihi Alanı, büyük Türk Milletinin tarih yolculuğundaki en önemli merhalelerinden olan, şanlı Çanakkale Savunmasının yaşandığı müstesna bir yerdir.
109 yıl önce Türk Milletinin her bir ferdi koşarak, buradaki yangını söndürmeye geldiği gibi, şimdi de her millet evladı koşarak buraya gelmekte, ecdadını anmakta ve Çanakkale Ruhunu teneffüs etmektedir.
109 yıl önce nasıl vatan bellediğimiz toprakların her köşesinde yaşayanların kalbi Çanakkale için atmaktaysa, bugün de her bir millet ferdinin hatta şu anki sınırlarımızın dışında yaşayan akraba ve dostlarımızın kalbi Çanakkale denilince bir başka çarpmaya başlamaktadır. Çünkü Çanakkale ortak bir değerdir, ortak bir paydadır.
Dünyayı verseler de cennet vatanını vermeyenlerin ruhu olan Çanakkale Ruhu, yüksek karakterli insanların sahip olduğu bir şuurdur. Bu müstesna topraklar, toprağın kara bağrında sıradağlar gibi duran aslanların kefensiz yattığı topraklardır.
Vatanına, milletine ve kutsal değerlerine kötü niyetli saldıranlara karşı, seller gibi ileri atılıp, göğsünden vurulup, bir gül bahçesine girer gibi, kara toprağa girenlerin ebedi istirahatgahıdır bu topraklar.
O yüzden, biz bu topraklara basmaya kıyamayız. Bu toprakları gözümüz gibi koruruz. Çanakkale Tarihi Alanı, Türk Milleti için çok müstesna bir vatan toprağı olduğu kadar, dünyada birçok ülke ve millet içinde ayrı bir değer ve öneme sahip olduğunu biliyoruz.
Bu nedenle bu müstesna toprakları, Çanakkale Tarihi Alanı, dünyanın en iyi korunmuş savaş alanı ve dünyanın en büyük açık hava müzesi yapmaya kararlıyız. Çok yakın bir zamanda Tarihi Alan, ülkemizin hatta dünyanın en önemli buluşma noktalarından birisi olacaktır.
Gün gelecek bu huzur diyarı toprakları ziyaret etmeyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kalmayacak, milyonlarca yabancı ziyaretçimiz bu alanı ziyaret edecekler ve tarihin içinde adeta bir zaman tüneli içinde yolculuk yapacaklardır.
O yüzden biz Tarihi Alan Başkanlığı olarak Türk Milleti’nin tüm evlatlarını Çanakkale’ye davet ediyor, yabancı misafirlerimizi daha büyük kalabalıklarla burada görmek istiyoruz.
Bu toprakların hür havasını bizim teneffüs etmemize vesile olan, Çanakkale Boğazı’nın özgürce ve gururla akmasını sağlayan, 109 yıl önce memleketin kararan ufuklarında şafağı söktüren, Milletçe silkinip adeta küllerimizden yeniden doğmamıza sebep olan kahraman şehit ve gazilerimizin ruhları şâd olsun. Allah Onlardan razı olsun.
Çanakkale’yi geçilmez yapanları, bu mübarek vatan topraklarını kurtaranları, Cumhuriyetimizi kuranları, rahmetle anıyoruz. Büyük Atatürk’ü, kahraman arkadaşlarını, aziz şehit ve gazilerimizi saygı ve şükranla anıyoruz.
Onları asla unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız.”
“GENÇLERİMİZE, ÇOCUKLARIMIZA ÇANAKKALE RUHUNU AŞILAMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı ise konuşmasında şunları kaydetti:
Çanakkale Kara Muharebeleri’nin başladığı bugünde, Çanakkale’yi geçilmez kılan gazi ve şehitlerimizi anma ve zaferimizi kutlama vesilesiyle bir araya gelmiş bulunuyoruz. Sizleri saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Bizleri şanlı zafere ulaştıran tüm şehit ve gazilerimizi minnetle, hürmetle, rahmetle yad ediyorum.
Şu an içinde bulunduğumuz alan, Boğaz, topyekûn Çanakkale, bundan 109 yıl önce bir büyük mücadeleye sahne olmuştu. Çıkarma gemilerine bindirilip, kıyılarımıza indirilen çeşitli uluslardan binlerce asker, daha ilk günden, nasıl zorlu bir harekâtın içinde düştüklerini çarpıcı bir biçimde anlamışlardı.
Adeta bir avuçluk bir toprak parçasında, birden çok milletten, binlerce muharip; önlerinde vatanını savunan kahraman Türk askeri, arkalarında tarih boyunca nice orduları yutmuş Çanakkale Boğazı olduğu halde, tam bir sıkışıp kalma hali yaşamaktaydılar.
Tarih; hiç de eşit olmayan şartlarda başlayan, başlatılan bu muhabereyi, son tahlilde vatanını müdafaa edenlerin zaferiyle not edecekti.
Yaklaşık 8,5 ay süren çok şiddetli çatışmalar, Türk askerinin ruhen de bedenen de yenilemeyeceğini tüm dünyaya göstermişti. Dünya Harp Tarihi’nin ilk modern amfibi harekâtında; vatan mücadelesi için siperlerde, tünellerde, menfezlerde, denizaltında, havada kısacası akla gelebilecek her zeminde verilen mücadele emsalsizdi.
Başta, “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, her kademedeki subay ve askerlerin inanç ve irade yüklü duruşu, bu destansı mücadelenin en temel itici gücü, ufuktaki zaferin de teminatıydı.
Bugün, burada, bu abidenin önündeyiz ama elbette söylemek gerekir ki, Müslüman Türk askerinin asıl abidesi bütün bu topraklardır. Mehmetçik; Kirte’de, Kanlısırt’ta, Zığındere’de, Bombasırtı’nda, Conkbayırı’nda, Gelibolu Ovası’nda mübarek kanını akıtarak en büyük abideyi bizzat inşa etmiştir.
Bu topraklardaki mücadele, bir başka özelliğiyle de çok dikkat çekicidir. Çanakkale Muharebeleri, 600 yılı aşkın bir süre yaşamış ve ömrünü tamamlamış Osmanlı İmparatorluğu’nun son büyük destanıdır.
Yine Çanakkale Muharebeleri, Türk Milleti’nin yepyeni bir diriliş, bir filizlenmeyle Millî Mücadele’ye, oradan da Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna uzanan taze başlangıcının da ilk büyük destanıdır.
Binlerce yıldır akıp gelen tarih nehrinin dönemeçlerinde savaş da var, barış da. Hayatın devinimi acıları da taşıyor, umutları da. Ve elbette insanlık ailesinin, bu ailenin kadim değerlerinin en kıymetlilerinden birisi ise barışa, dostluğa olan inançtır, umuttur. İşte, 109 yıl önceki mücadelenin taraflarının, bugün burada dostluk adına, barış adına bir araya gelmiş olması bu inancın, umudun gücünü ve gerçekliğini ortaya koymaktadır.
Biz Türk milleti olarak, Çanakkale Zaferi’nin mümessilleri, bu güzel vatanın sahipleri olarak, tarihi iyilik ve güzellikle dolu bir millet olarak, barışa dair kararlılığımızı her zaman korumaktayız.
Bizim inancımız, kültürümüz, tarihimiz; iyilik, güzellik ve barışla örülü bir ekosistemdir. Ne diyor büyük şairimiz Yunus Emre? “Gelin tanış olalım / İşi kolay kılalım / Sevelim sevilelim / Dünya kimseye kalmaz.”
Bugün, burada bir araya gelişimiz de, Çanakkale buluşmamız da hepimizin hayali olan ortak barışın, ortak acılardan doğan kardeşliğin bir sembolüdür. Dünün hasımları, bugünün dostları olarak bir arada, yan yana, omuz omuzayız.
Farklı milletlerden oluşan siz değerli misafirlerimizin ataları, vatanımızda atalarımızla yan yanalar. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, “Onlar, bu toprakta can verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”
Hayatın envaiçeşit hadiselerinden süzülüp gelen acı, kayıp ve fedakârlıklardan miras aldığımız dersleri, gelecek nesillere barış ve kardeşlik mirası olarak bırakacağız.
Muzaffer bir neslin evlatları olarak duyduğumuz gurur, aynı zamanda barış ve kardeşliğin vurgulanmasında payımıza düşen görevin büyüklüğüyle de mütenasip.
Bunun bilinciyle, her vesileyle gençlerimize, çocuklarımıza “Çanakkale Ruhu”nu aşılamaya çalışıyoruz. Çanakkale’yi ziyaret etmeyen bir evladımızın olmamasını arzuluyoruz.
Sizler gibi misafirlerimiz için de bu neviden ziyaretlerin; barışa, dostluğa, kardeşliğe olan inancınızı daha da güçlü kılmasını temenni ediyoruz.
Konuşmamı tamamlarken, farklı ülkelerden aramızda olan konuklarımıza bir kez daha “hoş geldiniz” diyor, duygu, mana, hatıra dolu ziyaretinizde yeni anılar biriktirmenizi temenni ediyorum.
Başta Anafartalar Kahramanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere terini, gözyaşını, kanını bu topraklara katmış gazilerimizin, vatanı uğruna can vermiş şehitlerimizin aziz hatıraları önünde saygıyla, şükranla eğiliyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.”
Yorum Yazın