CHP Çanakkale İl Başkanlığı: “Çocuklarımızı AKP’nin yarattığı karanlığa teslim etmeyeceğiz”

İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızını altı yaşındayken bir tarikat üyesiyle imam nikahıyla evlendirdiğinin ortaya çıkmasına tepkiler çığ gibi artarken CHP Çanakkale İl Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Çocuklarımızı AKP’nin yarattığı karanlığa teslim etmeyeceğiz. AKP ile birlikte çocuklarımız cemaat ellerinde ya istismara uğrayarak ya da can vererek hayatları çalınıyor” denildi.
CHP Çanakkale İl Başkanlığı’ndan söz konusu olaya ilişkin yapılan yazılı açıklama şu şekilde:
“Çocuklarımızı AKP’nin yarattığı karanlığa teslim etmeyeceğiz. AKP ile birlikte çocuklarımız cemaat ellerinde ya istismara uğrayarak ya da can vererek hayatları çalınıyor.
Çocuklarımızı güvence altına alan uluslararası sözleşmeleri uygulamayan ılımlı islam projesinin baş aktörü iktidar, faalleri aklayan, ceza vermeyerek sapıkların sırtını sıvazlayan politikalarında ısrar eden yargı, evlilik yaşının 12’ye düşürülmesini isteyen Diyanet İşleri Başkanlığı, cemaatlerle işbirliği yapan Milli Eğitim Bakanlığı çocuk yaşta evliliklerin ve istismarın suç ortağıdır.
Saray rejimi yanına MHP ortağını da alarak eğitimi dinselleştirmiştir. Tarikat ve cemaatler tarafından, çocuklar haklarıyla beraber gasp edilmiş ailelerde bu istismarlara göz yummuştur.
Bu iktidarla birlikte;
-Din nedir farkında bile olmayan 12 yaşındaki bir çocuk ailesinin zoruyla Muş’ta konulduğu yatılı yurtta kendini asıyor, dosyasına gizlilik konuluyor. Unutulup gidiyor.
-Ensar Vakfında olduğu gibi yatılı yurttaki çocuklar bizzat eğitimci tarafından istismar ediliyor, bir vakıf tarikat, yurt karalanmasın diye küçük bir özeleştiri bile yapılmadan üstü kapatılıyor. Unutulup gidiliyor.
-Diyanet tarafından “eğitici” kadrosu verilen şeyhin oğlu içinde istismar iddiası ortaya atılıyor, 12 saatte iddianamesi hazırlanıp, bir ayda davası sonuçlandırılıyor. Aradan geçen zamanda çocuk ifadesini değiştirip dosya beraatle sonuçlandırılıyor. Unutulup gidiyor.
-Antalya’da bir genç, Deccal olduğu gerekçesiyle öldürülüyor. Tarikatın suçu olmuyor. Unutulup gidiliyor.
-Camilerde imamlar öldürülüyor, katil linç ediliyor. Tarikat şeyhinin ilişkiye girdiği kadının kocası itiraz edince öldürülüyor, mağaraya gömülüyor. Yapılanlara itiraz edenin hayatı karartılıyor. Unutulup gidiliyor.
-İntihar eden Enes’i yazan gazeteci işten çıkartılıyor, ağzını açan susturuluyor, unutulup gidiyor.
-En son ayyuka çıkan Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in, kızı 6 yaşındayken imam nikahıyla “evlendirilip” yıllarca istismar edilmesine de artık göz yummamamız, unutmamamız gerekiyor.
Bu korku imparatorluğuna en ufak laf edenin ağzı gözüne dönmez, çarpılıp gitmez, yok edilmez. Susmak insanı doğallığında suçlu yapmaz elbette ama aynı girdabın içinde boğulma riskini beraberinde getirir. Bir şeyler yapmadığınızda kötülük size de bulaşabilir. Alt yapının onun mağdurları tarafından alaşağı edilmediği her nokta da sistemin bizi kendine benzetip yenileme riski vardır. Bütün bunlar hükümetin politikasının doğurduğu bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu böyle devam ettiği müddetçe hiçbir çocuğun güvende olmayacağı, benzer örneklerin yaşanmaya devam edeceğini içimiz acıyarak söylüyoruz.
AKP iktidarında ülkenin her yerinden türeyen tarikat ve cemaatlerin açtıkları bu medreseler, çok küçük yaşta çocukları ailelerinin elinden alıyor, gerici bir eğitim çemberinin içine sokuyor. Çocuklar burada hem büyük bir baskıyla karşılaşıyor hem de söz konusu gerici merkezlerde görev yapanların taciz, darp ve istismarlarına maruz kalıyor.
Çocuk istismarı ve ihmali konusunda yasaların uygulanmasında ciddi eksiklikler ve duyarsızlıklar var.
İktidarımızda laikliği hemen getirecek adları taciz, tecavüz ve katliamlarla anılan cemaat, tarikat ve dini vakıflarda yuvalanan gerici yobazlara bu ülkede geçit vermeyerek bir çocuğun daha çaresizliğe mahkum edilmesine imkan vermeyeceğiz. Bizim kırmızı çizgimiz çocuklarımızdır. 6 yaşındaki çocukları evlendiren, istismarı meşrulaştıran, gerici, ataerkil zihniyeti kabul etmiyoruz. Çocuklarımızın aydınlık yarınlarını size teslim ederek hayatlarını karartmayacağız. Laik, eşit ve demokratik bir eğitim, çocuklarımıza özgür bir dünya bırakma mücadelemizden ve politikalarımızdan vazgeçmeyeceğiz.”
Yorum Yazın