Refik Ercan: "Sıkıntımız çok büyük"

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Refik Ercan: "Sıkıntımız çok büyük"
Çanakkale Özel Öğrenci Yurt ve Pansiyon İşletmecileri Derneği Başkanlığı görevini sürdüren aynı zamanda Tüm Yurt İşverenleri Sendikası (TÜYİSEN) Genel Başkan Yardımcısı olan Refik Ercan, koronavirüs salgınının ardından işleri durma noktasına gelen özel yurt sahiplerinin sorunlarına ilişkin Çanakkale Yorum'a açıklamalarda bulundu. Yaşanan sıkıntılı süreçte kanuni yönetmelik kendilerinden yana olmasına rağmen ellerini vicdanlarına koyarak veliler ve öğrencilere yardımcı olmaya çalıştıklarının altını çizen Ercan, "Sıkıntımız çok büyük. Gelirimiz yüzde 5-6 seviyesine inmiş durumda. Kira ve personel masraflarımız aynen devam ediyor. Devletimizden bize yardım eli uzatmasını bekliyoruz. Bu süreçte herkesin iyi niyetle birbirini anlaması gerekiyor. Sonuçta aynı gemideyiz" dedi.

Metin KOÇ | Çanakkale Yorum

Çanakkale Özel Öğrenci Yurt ve Pansiyon İşletmecileri Derneği Başkanı Refik Ercan'ın açıklamaları şu şekilde:

"NE YAPACAĞIMIZI ŞAŞIRMIŞ DURUMA GELDİK"

"Üniversitelerin malum salgın nedeniyle eğitime ara vermelerinden dolayı doğal olarak özel ve devlete ait yurtlar da hizmet verme işine ara vermek durumunda kaldılar. Bizim öğrenci ile veli ile 1 yıllık eğitim-öğretim yılı boyunca bir sözleşmemiz, anlaşmamız var. Bütün yurtların yaptığı sözleşme aynı şekildedir. Bunu yurtlar kendi arzuları, istekleri, veli ve öğrenciyle aralarındaki anlaşmaya göre 9 aylık da yapabilirler, aylık taksitler küçülsün diye 10-11-12 aya kadar çıkarabilirler. Kaydolunan süre yaklaşık 270 gün gibi, 9 aylık bir eğitim-öğretim süresini kapsar. Böyle bir süreç devam ederken, malum Mart ayının ortalarına doğru koronavirüs salgını nedeniyle hizmete ara verilince, bir taraftan öğrenciler, diğer taraftan eğitim kurumları, en çok da özel öğrenci yurtları bir anda ne yapacağımızı şaşırmış duruma geldik. Çünkü yılın başında, yıllık tüketim maddelerinin birçoğu depolanabiliyor. Personeller; maaşını vermek, sigortasını ödemek şeklinde sözleşmelere bağlanıyor. O personelin de taksitleri, aylık kirası, ödemeleri vardır. Çanakkale'deki özel yurt binalarının çoğu kiralıktır. Kiralar da işliyor. Birden bire böyle bir durumla karşı karşıya kalınca, bütün özel öğrenci yurtları mali yönden dengelerini korumak için ne yapacaklarını şaşırmış duruma geldiler.

"ELİMİZİ VİCDANIMIZA KOYDUK"

Devletimiz almış olduğu kararla; bir taraftan öğrenci ve veli ile yapılan anlaşma hükümlerine göre, diğer taraftan da yönetmelik maddesine göre 'ödemeler özel okullarda olduğu gibi aynen devam edecektir' şeklinde kararını bildirdi ve bunu bir genelgeyle de açıkladı. Kaldı ki yönetmelik, kalıcı olarak nasıl hareket edileceğini ifade eden bir yol haritasıdır. Ona da vurgu yaparak ödemelerin devam edeceğini belirtti. Ancak, hizmet almayan öğrenci ve veliler mağduriyetlerini şifahen dile getirmek suretiyle 'ne yapacağız' diye bize sık sık soruyorlar. Bizler de elimizi vicdanımıza koyarak 'ne yapabiliriz' diye düşünme halindeyiz. Bu arada bazı veliler, öğrencilerden ödemelerimi gönderenler oluyor. Bazıları da süreci takip ediyor. Yahutta 'ben işimden ayrıldım, dükkanım kapandı, dolayısıyla rutin aylık gelirim sekteye uğradı, ödeyemeyeceğim' deyip ne yapacağını, nasıl hareket etmesi gerektiğini iyi niyetli olarak bize soruyor. Bir üçüncü grup ise, velilerden iyi niyet göstermelerini arzu ediyoruz ama iyi niyet dışında hareket edenler de az da olsa olabiliyor. Onlar da bu süreci bir fırsat gibi değerlendirip, 'nasıl olsa hizmet almıyoruz, mücbir sebep de doğdu' diyerek, kaldı ki mücbir sebep devletimiz tarafından kabul edilmedi. Ama halk arasındaki söylem ile, velilerimizin bize ifade etme şekliyle, bu iyi niyetli olmayan grup için söylüyorum, 'mücbir sebep de var, biz bunu ödemeyeceğiz, senetlerimizi iade edin' şeklinde söyleyenler de oluyor. Çok az da olsa, böyle olanlar da var. Biz tabii ki bu arada, bu durumda, elimizi vicdanımıza koyarak, her ne kadar devletin mevzuatı, yönetmeliği, genelgesi bizim ücretlerimizi tam olarak almamız lazım geldiğini ön görmüş olmasına rağmen biz elimizi vicdanımıza koyarak nasıl yapabiliriz hesaplarını yapmaya devam ediyoruz.

"ÖĞRENCİLERİN AYAĞI KESİLMEYECEK"

Meclis'in YÖK'e verdiği yetkiye dayanarak, YÖK de kararı üniversitelere bırakıp, 'kendi plan ve programlarınızı yapın' dedi. Bunun üzerine de her üniversite plan ve programını yaptı. Yapmaya da devam ediyor. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi yaptığı planı dün yayınladı. Üniversitenin yayınlamış olduğu programa baktığımız zaman şunu görüyoruz; birtakım dersler online olarak görüldü, görülmeye de devam ediyor. Birtakım sınavlar yine uzaktan yapılacak deniliyor. Ama birtakım sınavların da yüz yüze yapılması lazım geldiği söyleniyor. Uygulamalı derslerin, hemen hemen hepsinin de yine yüz yüze olması lazım geldiğine dair Haziran ayından Ağustos sonuna kadar bir yelpaze içerisinde planlarını programlamış durumdalar. Yani bu kısaca şu anlama geliyor; tam olarak hizmet vermiyoruz ancak Haziran'ın başında ya da ortalarına doğru, yaz boyunca da öğrencilerin ayağı kesilmeyecek. Yüz yüze uygulamalı ders ya da sınav diye biri gelecek, biri gidecek. Gelip gitmeler devam edecek.

"GELİRLER YÜZDE 5-6 DOLAYLARINA İNDİ"

Kaldı ki zaten yurtları ev taşır gibi iki eşyamı aldım, kapattın gittim diyemezsiniz. Üstelik personelinize karşı sorumlu durumdasınız. Sigortalarını, maaşlarını ödüyorsunuz. Kirada olan yurt sahipleri, kiralarını ödemek zorunda. Yani bu işletmeler devam ediyor. Masraflar aynen devam ediyor. Gelirler, girdiler hemen hemen yüzde 5-6 dolaylarına inmiş durumda. Yurtçu arkadaşlarımız, birikimleri var ise oradan karşılamaya, kredi yoluyla çıkış aramaya devam etme şeklinde, tamamen bir kaos halinde süreç yaşamaktayız. Yani sonuç olarak 'Allah sonumuzu hayır etsin' demekten başka bir çaremiz yok. Yine tabii ki 'devletimiz, milletimiz zeval görmesin' demekten başka bir çaremiz yok. Süreci umutla ama tedirginlikle bekliyoruz, takip ediyoruz. Sıkıntımız çok büyük. Velilerimizin ve öğrencilerimizin bu sıkıntılarımızdan dolayı, devam etmekte olan bir işletmenin çarklarını yavaş da olsa tamamen durmadan dönebilmesi için bizi anlayışla karşılamasını diliyoruz. Binaları kira olan yurt işletmecisi arkadaşlarımıza karşı mülk sahiplerinin kira konusunda anlayışlı olmasını bekliyoruz. En önemlisi, devletimizden anlayış bekliyoruz. Devletimiz yardım yapmadı mı, yaptı. Mesela, personel çıkarmamak kaydıyla kısa çalışma ödeneği şeklinde birer maaş verdi personele ancak hepsine değil. Yani emekli olup da çalışmak durumunda kalan ve çalışan personel bunun dışında kaldı. Yani tam yeterli değil. Öbür taraftan kira konusunda, mal sahipleriyle kiracılar arasındaki anlaşmaya dayalıdır diye gerek bıraktı. İyi niyetli olan mülk sahiplerimiz tabii ki anlayış gösteriyor. Ama onların da ihtiyaçları var ise 'ben de tam almak istiyorum' derse ki var. Veli ve öğrencilerimizin bizi bu nedenlerle anlayışla karşılamalarını, bina mal sahiplerinin anlayışla karşılamalarını, devletimizin de bize elini uzatmasını bekliyoruz. Bu süreçte herkesin iyi niyetle birbirini anlaması gerekiyor. Sonuçta aynı gemideyiz."

Anahtar Kelimeler:
Yeni yerleşim bölgesinde çalışmalar sürüyorÖnceki Haber

Yeni yerleşim bölgesinde çalışmalar sürü...

Başhekim Tali'den plazma bağışıSonraki Haber

Başhekim Tali'den plazma bağışı

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!