Hamle doğru, zamanlama yanlış!
Asıl konuya geçmeden önce, İzmir’de meydana gelen ve an itibariyle 85 kişinin ölümüne neden olan 6.9 büyüklüğündeki depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dilerim. Deprem maalesef bir Türkiye gerçeği… Acıları minimuma indirmek kendi elimizde… “Deprem öldürmez, ihmal öldürür” anlayışıyla hareket etmek hepimizin yararına olacaktır.
Gelelim yazımızın konusuna… TV 8’in yarışma programlarından MasterChef Türkiye’nin çekimleri geçtiğimiz günlerde Çanakkale’de yapıldı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın akşamında da ‘Çanakkale’ temasıyla özel olarak yayınlandı. Kente özgü yemeklerin pişirildiği programda, şehrin tanıtımına katkı sağlaması amacıyla Çanakkale’den özel görüntülere yer verildi.
Asıl gürültü ise, bir gazetecinin sponsorluk anlaşması kapsamında program için harcandığını iddia ettiği 400 bin TL’yi gündeme getirmesinden sonra koptu. Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Selçuk Semizoğlu, “Benim ÇTSO Başkanı olarak ödenmesine onay verdiğim para belli. Hodri meydan! Geçmiş ve bugün kimin yüreği veya ciğeri yeterse. Bu işler de bu kadar basit değil, kelime oyunuyla sadece oyuncakla oynarsınız sayın basın" sözleriyle bu eleştiriye üst perdeden cevap verdi. Sayın başkan ‘ben onay verdim’ dediğine göre yönetim kurulunun bu konuda bir etkisi yok sanırım. Zira başkanın söyleminden, bu sonuca ulaşılıyor.
MasterChef Türkiye, TV 8 ekranlarında yayınlanmaya başladığı günden itibaren, Türkiye’nin en çok izlenen yarışma programı haline geldi. Yayınlandığı günlerin reyting sonuçlarında ilk sırayı kaptırmaması da bunun göstergesi. Bu konuda hakkını teslim edelim. Eğer bu program iddia edildiği gibi 400 bin TL karşılığında Çanakkale’ye getirildiyse itirazım yok. Yok, çünkü bu rakamı kendi adıma son derece makul buluyorum. Neticede Türkiye’nin en çok izlenen televizyon programından bahsediyoruz. Yani milyonlarca kişi o akşam Çanakkale’yi izliyor. Üstelik yayınlanan bölümün sadece bir kısmında değil tamamında Çanakkale’ye yer veriliyor.
O halde sorun ne? Sorun bence tamamen zamanlamayla alakalı. Malumunuz uzunca bir süredir pandemi belasıyla mücadele ediyoruz. Ayrıca, salgının yeniden pik yaptığı şu günlerde insanlar imkanları olsa da bir yerlere gitmeyi tercih etmiyor. Çünkü koronavirüse nerede yakalanacağınız belli değil. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çanakkale’deki vakaların yüzde 50 arttığını açıklamışken, insanlardan Çanakkale’ye gelmelerini beklememiz pek mantıklı olmayacaktır. En azından bu dönem için. Belki Bozcaada bu konuda bir istisna olabilir ama orada da sezon bitti. Bu arada, geçtiğimiz yaz sezonu koronavirüse rağmen hıncahınç dolan Bozcaada’nın tanıtıma ihtiyacının olduğunu da hiç sanmıyorum. Elbette Çanakkale sadece Bozcaada’dan ibaret değil ancak tablo ortada…
Peki ne yapılabilirdi? Bu tanıtım daha uygun bir zamanda yapılabilirdi. Ya da o bütçe, durumu günden güne kötüleşen esnaf için harcanabilirdi. Öyle ya, üniversite uzaktan eğitime geçtiği için güz döneminde 40 bine yakın öğrenci Çanakkale’ye gelmedi. Bu esnaf için büyük yıkım demek. Zaten ÇTSO’dan yapılan her açıklamada esnafın bu nedenle yaşayacağı mağduriyete atıfta bulunularak, uzaktan eğitim kararının gözden geçirilmesi çağrısında bulunuluyor. Lafta hal böyleyken, icraat maalesef farklı oluyor.
“AKİVADES NEDİR? ITIRLI SÜTLAÇ NEDİR BİRADER?”
Bu cümle bir Ekşi Sözlük kullanıcısına ait. Malumunuz, Türkiye’nin en büyük sosyal medya platformlarından biri Ekşi Sözlük. Çanakkale’deki programın yayınlanmasının ardından binlerce yorum yapılmış. Bunların arasında en çok dikkatimi çeken de “Akivades nedir? Itırlı sütlaç nedir birader?” yorumu oldu. Bu arkadaş, Master Chef Türkiye’nin Çanakkale menüsü için şöyle yazmış: “Yalova Restoran’ın menüsündeki yemekleri millete Çanakkale’nin geleneksel yemekleri olarak yedirmeye çalışan program. Akivades nedir? Itırlı sütlaç nedir birader? Kaç kişi bilir bunları Çanakkale’de? Kaç kişi yemiştir? Zırvalıktan başka bir şey değil. Gerçi Yalova Restoran’ın sahibi menülerinde bulunan salyangoz ve cevicheyi de yazabilirdi listeye. Yine insaflı davranmış.”
Doğru… Kaç kişi bilir bunları Çanakkale’de? Akivadese hiç girmiyorum zaten de (İzmir ve Ayvalık yöresinde çokça bulunan bir midye türüymüş) hakikaten nedir bu ıtır otlu sütlaç? Çanakkale’nin meşhur tatlısıymış. Af buyurun bu tatlıdan benim de haberim yok! İnternetten araştırdım. Evet meşhur olmuş. Ama programdan sonra! Evveliyatında kimsenin haberi yoktu herhalde bu tatlıdan? Çanakkale’de onlarca tatlıcı var, nasıl hiçbirinde bu tatlıya denk gelmedim hayret! Peynir helvası derseniz anlarım. Yapımı çok zahmetli eyvallah… Ama Çanakkale denince akla gelen ilk tatlı bence peynir helvasıdır. “Memlekete gidiyorum, dönüşte bir isteğiniz var mı?” diye soran kişiye verilen ilk cevap peynir helvasıdır. Çanakkale’den başka bir şehre giderken de hediye olarak yanınızda peynir helvası götürürsünüz. Çanakkale’ye gelen turistlerin helvacı Kadir Yaşar ustanın kapısında kuyruk oluşturması da ondandır. Kadir Yaşar usta dedim de, sahi niye jüride yoktu? Kim, neye göre belirledi bu jüriyi? Kriterleri neydi? Jüride yer alabilmek için illa programa sponsor olmak mı gerekiyordu?
SOSYAL MEDYADA ÇANAKKALE KONUŞULDU MU?
Sosyal medya günümüzde büyük bir güç haline dönüştü. Yaptığınız işin kitlede yarattığı etkiyi sosyal medya aracılığıyla anında görebiliyorsunuz. MasterChef Türkiye’nin Çanakkale özel bölümü yayınlandığı andan itibaren sosyal medyada çok konuşuldu. Ancak bu yorumların neredeyse tamamı Çanakkale ile ilgili değil, hepsi birbirinden tuhaf davranışlar sergileyen ve reklam ajanslarından özenle seçilmiş izlenimi veren yarışmacıları kapsıyordu. Yarışma konsepti aşçılık mesleğinden ziyade günden güne magazin programına evrildiği için yemeklerden dahi doğru dürüst söz eden yoktu. Programda Çanakkale’nin tarihi hakkında verilen bilgilerin doğruluğunu, sayıları hayli az olsa da sosyal medyada tartışmaya açan kişiler de vardı. Çanakkale tarihi hakkında herkes bilgi sahibi… Çocuk yaştan itibaren okullarda ilk öğretilen konulardan. Şehitliklerden Türkiye’de zaten haberi olmayan yok. Her 18 Mart’ta devlet erkanı Çanakkale’de oluyor. Televizyonlardan canlı yayınlar yapılıyor. Yılın her döneminde Çanakkale’deki şehitlikler ziyaretçi akınına uğruyor. Dolayısıyla şehitliklere ziyaretçi çekmek için ekstra tanıtıma ihtiyaç yok.
Bu arada, 2018’in Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ‘Troia Yılı’ ilan edilmesinden 1 yıl sonra Troia Festivali’nin maddi yetersizlik gerekçesiyle yapılmaması büyük skandaldı. Onca tanıtımın, emeğin, çalışmanın, mesainin boşa gitmesi demekti. Keşke MasterChef Türkiye için gösterilen hassasiyet, senelerdir Çanakkalelilerin gönlünde ayrı bir yeri olan ve kentte bayram havası estiren Troia Festivali (2019) için de gösterilseydi. Troia Festivali bu yıl pandemi yüzünden zaten yapılamadı, umarım önümüzdeki sene salgın belasından kurtulursak festival coşkusunu hep birlikte yaşarız.
Hepinize sağlıklı günler dilerim…
Yorum Yazın