Manzara paylaşmak mı, halkla güne başlamak mı?

Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek’in daha düne kadar sosyal medya hesabından yaptığı ‘Günaydın’ mesajlarına eşlik eden Çanakkale manzarası paylaşımlarını sanırım hepiniz biliyorsunuz.
Hatta sayın Erkek sabahları bu manzara paylaşımı işini öyle bir noktaya getirmişti ki, torpilli işe alımlar ve çift maaş alan belediye şirketi yöneticilerinin kendisine sorulduğu belediye meclis toplantısının sabahında, suçlamalara cevap vermek yerine, “Her köşe başka bir hikaye” deyip yat limanında dolaşan kedinin başrolünde olduğu Çanakkale manzarası bile paylaşmıştı.
Neyse ki, karşısındakinde, “Ben kadıya derdimi anlatıyorum, kadı bana elini sallıyor” hissiyatını uyandıran bu alışkanlığından vazgeçti. (* ‘elini’ yerine doğrusunu yazıp durduk yere başımıza iş almayalım)
Peki bir belediye başkanı olarak, güne manzara fotoğrafı paylaşmadan da başlamanın başka bir yolu var mı?
Var elbette!
Bakınız Ezine Belediye Başkanı Güray Yüksel…
Her sabaha, Ezine’nin farklı bir köşesinde, insanlar ile iç içe başlıyor.
Üstelik bunu, görevde bulunduğu 6 yıldır hiç aksatmadan yapmaya özen gösteriyor.
Kahvaltılarına, sabah kahvelerine ortak oluyor. Hallerini, hatırlarını, ihtiyaçlarını soruyor. En önemlisi gönüllerine dokunuyor.
Marifet elbette iltifata tabidir. Ancak bunu Güray başkanı sırf övmek için söylemiyorum. Olması gerekenin de bu olduğunu anlatmaya çalışıyorum.
Şimdi şöyle hafızanızı şöyle bir yoklayın…
Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek’i kaç kez esnafla, vatandaşla sabah kahvaltısında birlikte gördünüz? Sokakta kaç kez kimin çayını, kahvesini içerken başkanla denk geldiniz?
Seçim zamanı herkes insan canlısı olur. Esas marifet, “Köprüyü geçene kadar” zihniyetinden vazgeçip, vatandaşla oluşan diyalog ve samimiyeti sonraki süreçte de sürdürebilmek.
Açık konuşayım… Güray Başkan bu konuda Çanakkale’deki en başarılı belediye başkanıdır. Sabahları ve akşamları geçtim. Olağanüstü bir işi olmadığı sürece, Ezine’de ne bir düğün ne bir cenaze merasimini kaçırdığına tanıklık etmezsiniz. Kendisine gelen davetiyeleri de makamında titizlikle sakladığına şahidim.
Gönül ister ki Çanakkale’nin merkezinde de tıpkı Ezine’deki gibi insan odaklı bir yönetim anlayışı olsun.
Farklı siyasi heveslere kapılıp, gizli ajandalar tutan isimler yönetimde olunca bu da temenniden öteye geçmiyor maalesef.
Hakkını yemeyeyim…
Vakti zamanında Ülgür Gökhan’ı da çok eleştirdik.
Ancak onun tek derdi Çanakkale’yi yönetmek ve mesaisini bu uğurda harcamaktı. Halkla yakın temas kurmayı da çok iyi bilirdi. Aristokratla aristokrat, mahalleliyle mahalleli olurdu.
Peki Muharrem Erkek’in tek amacı Çanakkale’yi yönetmek mi yoksa siyasi rakiplerinin öne sürdüğü gibi bir fırsatını bulup Ekrem İmamoğlu’nun kayığına binmek mi?
Sizce de geldiğimiz nokta itibariyle bu sorunun cevabı kabak gibi ortada değil mi?
Hepinize sağlıklı günler dilerim…
Yorum Yazın