CHP’li Erkek’ten, AK Parti’ye sert mesajlar: “İstanbul’u kaybettiler, Türkiye’yi de kaybedecekler”
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Erkek, AK Parti’nin başörtüsüne anayasal güvence getiren teklifine ilişkin “Dert başörtüsü değil, seçimi zehirlemek. Ekonomi, yozlaşma konuşulmasın, aile, ahlak konuşulsun istiyorlar. Yeni anayasa yeni Meclis’in işi olmalı ve öyle olacak” dedi.
CHP'li Erkek’in, Cumhuriyet gazetesinden İklim Öngel’e yaptığı açıklamalar şu şekilde:
"SON 20 YILDA ANNE OLAN ÇOCUK SAYISI YARIM MİLYONUN ÜZERİDE"
"Acı olan, çocuklara yönelik nitelikli cinsel istismar çok yaygın ve sistematik bir hal aldı. İçeride de dışarıda da. Son 20 yılda anne olan çocuk sayısı yarım milyonun üzerinde. O da adliyeye intikal eden. Genel başkanımızla Adalet Bakanlığı’na yürüdük. Toplum ayağa kalktı ondan sonra tutuklama oldu. Bunun hukuki hiçbir açıklaması yok. Bunları kim korudu? Açıklama yapanlar kız çocukları için “9 yaşında, 10 yaşında evlenebilir” diyor. Bu zihniyetteki insanlar, üniversitelerde, bürokraside yükseltiliyor. Çocuğun rızası diye bir şey hukukta yoktur. Büyük bir ahlaksızlık."
"İŞİNE GELMEDİYSE ‘İSTEDİĞİM YERE SÜRERİM’ BİTECEK"
"6 partinin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakatı’nda çok sağlam bir temel attık. Orada uluslararası sözleşmelere vurgu yapıldı. İktidar olacağız ve 24 saat içinde İstanbul Sözleşmesi yürürlüğe girecek. O konuda hiçbir sorun yok. İnsan onurunu temel alıyoruz. “Temel Haklar ve Ödevler” başlığını “Temel Haklar ve Özgürlükler” başlığı olarak değiştirdik. Yargıç güvencesi anayasal teminat altına alınacak. İşine gelmediyse “İstediğim yere sürerim” bitecek."
"ANAYASA MAHKEMESİ’Nİ GÜÇLENDİRECEĞİZ"
"Demokrasinin sacayağı yasama, yürütme, yargıdır ve kuvvetler ayrılığı olmalıdır. Adaletin sacayağı da sav, savunma ve karardır. Bu nedenle savunma ilk kez anayasaya girecek. Anayasa Mahkemesi’ni güçlendireceğiz. Üye seçiminde siyasetin yürütmesini azaltıyoruz. YSK’nin seçme ve seçilmeye ilişkin kararlarını Anayasa Mahkemesi’nin denetimine açıyoruz ve organ uyuşmazlığı davasını getiriyoruz. Yasama, yürütme, yargı organları birbirlerinin alanlarına müdahalede bulunursa, bunlardan biri AYM’ye başvurabilecek. Örneğin yürütme, cumhurbaşkanı yasama organının yetkisinde olan bir konuda, İstanbul Sözleşmesi’nden söz ediyorum, tek imzayla çıktı. Organlar arasında, hukuk dışı bir durum olursa AYM karar verecek."
OHAL VE 6'LI MASA GÖRÜŞMELERİ
"Keyfi OHAL kararı alınamayacak. Cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar kurulu birlikte OHAL ilan edebilecek ve o dönemde kimsenin karar çıkarma yetkisi olmayacak. OHAL yasasını yeniden düzenleyeceğiz ve o yasaya göre hareket edilecek. Anayasa Mahkemesi üzerinde uzun uzun çalıştık. Mesela İçişleri bakanı keyfi olarak belediye başkanını görevden alamayacak. Diyelim ki soruşturma açıldı, başkanın belli süre görevden uzaklaştırılması gerekiyor. İçişleri bakanı, bunu Danıştay’dan talep edecek. Danıştay karar verecek. Bir iktidar seçim yasasıyla seçime yakın dönemde oynuyorsa kaybetme korkusu var demektir. Ama yine kurtarmayacak. Gerekli görülen yerlerde ortak listeler olabilir. Değişiklik etkilemesi için yapıldı ama etkilemesine izin vermeyeceğiz."
"TÜRKİYE’Yİ DÜNYAYA REZİL ETTİLER"
"Kendisine “ahmak” diyen İçişleri Bakanı Soylu’ya nazikçe bir yanıt verdi, çok daha ağır bir yanıt verebilirdi. Bir siyasi polemik bir ceza davasının konusu olamaz. Demokratik hukuk devletinde böyle bir dava açılmaz bile. “Acaba muhalefetin üzerinde nasıl bir baskı oluşturabiliriz, nasıl engelleyebiliriz” düşüncesindeler. Engelleyemezler. Ancak daha da güçlendirirler. İstanbul seçiminin iptal edilmesi gerçekten büyük bir ahmaklıktı. Türkiye’yi dünyaya rezil ettiler. Bir aday kazanmış mazbatasını almış. Siz hem seçimi hem mazbatayı iptal ediyorsunuz. Aradan aylar geçiyor Soylu tartışma başlatıyor, İmamoğlu yanıt veriyor. İmamoğlu’nun bir hakaret kastı olsa 6 Mayıs gecesi yapardı. Dosyada çok değerli anayasa profesörlerinin mütalaası var. Bugün yürürlükte olan Türk Ceza Kanunu’nu hazırlayan isimler ve “Suç unsuru yok” diyorlar. İmamoğlu davasının özü Fatih’in sözünde gizlidir: “Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür”. Saray iktidarı Atatürk’ün dediği gibi gaflet, dalalet ve hıyanet içinde. Adaleti çürütmek hıyanettir ve gerçek bir beka sorunudur."
“İSTANBUL’U KAYBETTİLER, TÜRKİYE’Yİ DE KAYBEDECEKLER”
"İmamoğlu'nu görevden alamazlar. Hukuken de mümkün değil. İçişleri Bakanı Soylu’nun şeklen yetkisi var diyelim. Cesareti varsa uzaklaştırsın. İstanbul’u kaybettiler Türkiye’yi de kaybedecekler. Biz kazandığımızda aslında kendileri de kurtulacak. Gittikçe daha çok otoriterleşiyorlar ve daha çok hata yapıyorlar. “Erdoğan’a ve AKP’ye tuzak kuruldu” deniyor. Savcı size yakın, hâkimi siz değiştirdiniz. HSK elinizde. Yargıyı ele geçirmek işte böyle hata yaptırır. Muhalefete geri adım attıracaklarını sanıyorlar. Milyonların bu kadar tepki göstereceğini düşünmemişler. İstanbul seçiminden ders almamışlar."
CUMHURBAŞKANI ADAYI
"Cumhurbaşkanı adayına 6 lider karar verecek. Genel başkanımız referandum sürecindeki “hayır” hareketi ile başlayan demokrasi mücadelesinin önderlerinden. “Adalet Yürüyüşü”nü gerçekleştirdi. Son yerel seçim başarısının da mimarlarından. Gelecek nesiller için çalışıyor. Masanın tüm liderleri birlikte adalet ve demokrasi mücadelesi veriyor. Masada kriz çıkartmak için belli odaklar tarafından her şey yapılıyor. Ama genel başkanların devlet ve siyasi tecrübeleri çok yüksek. Her şeyi konuşuyorlar. Ama altını çiziyorum adım adım gidiyoruz. Önemli olan cumhurbaşkanının temsil noktasında görev yapmasıdır, görev ve yetkilerinin anayasada net şekilde belirlenmesidir. Biz çerçeveyi çok iyi çizdik. Cumhurbaşkanı devletin sigortası olacak. Devletin, milletin birliğini temsil edecek. Onun için halk da seçse onun dışında bir yetkisi olmayacak. Bunların hepsi teklifimiz sunulduktan sonra uzun uzun değerlendirilecek ve geliştirilecek. Biz özellikle bu maddeye dokunmadık çünkü bunu “6’lı masa milletin elinden yetkiyi alıyor” diye istismar konusu yapacak bir iktidar var."
"YENİ ANAYASA YENİ MECLİS’İN İŞİ OLACAK"
"İktidar kötü niyetli. İyi niyetli olsa CHP’nin teklifi kabul edilirdi. Dert başörtüsü değil, seçimle aynı gün veya seçimden kısa süre önce referandum sandığı koymak ve seçimi zehirlemek. Ekonomik kriz, yolsuzluk, yozlaşma konuşulmasın, aile, ahlak konuşulsun istiyorlar. Buna izin vermemek gerek. Bir anayasa değişikliği yapılacaksa bu yeni Meclis’in işidir. Seçime bu kadar kısa süre kala anayasa değişikliği yapılmamalı. Yapılacaksa da yeni Meclis yapmalı. Yeni anayasa yeni Meclis‘in işi olmalı ve öyle olacak."
Yorum Yazın