Esra Yüksel: “O binayı tekrar dipsiz kuyuya sokmayın!”

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Esra Yüksel: “O binayı tekrar dipsiz kuyuya sokmayın!”
Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Esra Yüksel, 2018 yılında inşaatı yarım kalan ve tamamlanması için yeniden ihaleye çıkılan belediye binası inşaatında oluşan 30 milyon TL’lik zarara dikkat çekti. Bu paranın Çanakkale’de yaşayan vatandaşların cebinden çıkacağını vurgulayan Yüksel, “Bu işin tek sorumlusu batan müteahhit olamaz. Belediye ve bu konuda çalışan tüm ekibin  şapkasını önüne koyup, nerede hata yaptığını sorgulaması lazım. Bundan sonraki süreçte belediyenin hesap kitabını düzgün yapması lazım. O binayı tekrar dipsiz kuyuya sokmayın” dedi. Yüksel ayrıca, Tekzen bölgesindeki vatandaşların yoğun talebi ve diyanete yer tahsisi yapılmasına rağmen, yanında okul olduğu gerekçesiyle belediyenin 1,5 yılı aşkın süredir cami izni vermemesine tepki gösterdi.

Çanakkale Belediye Meclisi Kasım ayı Olağan Meclis Toplantısı’nın ikinci oturumu dün akşam yapıldı. Toplantıda, 2018 yılında inşaatı yarım kalan ve o günden beri atıl vaziyette bekleyen belediye binasının tamamlanabilmesi için belediyeye 70 milyon TL’ye kadar borçlanma yetkisi verilmesini içeren madde, meclis üyelerinin oybirliğiyle kabul edildi. 

Oylamaya geçilmeden önce açıklamalarda bulunan Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Esra Yüksel, yeni belediye binası için tekrardan çıkılan ihale sonucu oluşan 25-30 milyon TL aralığındaki zarara dikkat çekti. Söz konusu miktarın, belediyenin yıllık bütçesinin yüzde 10’una tekabül ettiğini belirten Yüksel, bu paranın da Çanakkaleli vatandaşların cebinden çıkacağını dile getirdi. 

“EĞER BU 30 MİLYON TL OLSAYDI NELERİ YAPARDIK?”

Çanakkale’nin sorunlarına yönelik üretilen bazı projelerin maddi yetersizlikler gerekçe gösterilerek ya yapılamadığını ya da yarım kaldığını kaydeden Yüksel, “Eğer bu 30 milyon TL olsaydı neleri yapardık?” diyerek şöyle konuştu:

“Yeni belediye binası 2012 yılında planlanmaya başladı. 47 milyon TL ile ihaleye çıktı. Sonra 2015 Ekim ayında yer teslimi yapıldı. Kaba inşaatına gelince de inşaat durdu. Yaklaşık 3 senedir o haliyle duruyor. Şimdi kalan kısmının bitmesi için yeni bir ihale açıldı. İlk çıkılan ihale, yeni çıkılan ihale, harcanan vs. kabataslak bir hesap yaptığımızda 25-30 milyon TL gibi bir zarar söz konusu. Çanakkale halkının cebinden çıkan bir para söz konusu. Tek binada zarar edilen rakam 30 milyon TL. Yani belediye bütçemizin yüzde 10’una denk gelen bir rakam. Biz meclislerde hep, şehirde beklenti olan, sorun olan, çözülmesi gereken şeyleri söylüyoruz. Genelde de şu cevabı alıyoruz; ‘bütçe sınırlı, o yüzden yapamıyoruz.’ Bu binayla ilgili tek kalemde yapılan 30 milyon TL’lik zarar var. Yani tek kalemde vatandaşın cebinden çıkan 30 milyon TL zarar edilmeseydi biz bu 30 milyon TL ile neler yapardık güncellemek istiyorum. Geçen sene 57’ncisi olan, şehirle ismi özdeşleşmiş Troya Festivali’ni bütçe yeterli değil diye iptal ettik. Bu festivali yapardık. Dördüncü köprü projesi var. Çok gerekli bir köprü. Yeni yerleşim alanıyla şehrin bağlantısını sağlayacak ve trafiği hafifletecek bir köprü. 5,5-6 milyon TL civarı bedelle yapılabilen bir köprü. Bu köprüyü de yapardık. ‘Kültür şehriyiz, sanat şehriyiz’ diyoruz. Şehrimizin bu sıfatından hepimiz mutluyuz. Fakat belediyemizin kültür şehri Çanakkale’ye layık gördüğü Türkan Saylan Kültür Sarayına bakın. Türkan Saylan çok değerli bir kadın, doktor, akademisyen, eğitimci, çağdaşlık savunucusu bir kadındır. Türkan Saylan’ın ismi çok değerli, çok önem verdiğimiz birisi. Ama o bina ne o isme yakışıyor ne de kültür şehri Çanakkale’deki Çanakkalelilere yakışıyor. Acilen dönüşerek, oradaki otopark sorununu da çözecek şekilde güzel bir kültür sarayı yapılabilirdi. Onu da yapardık. Onun dışında, daha önceki meclis toplantılarında ‘Dardanos ve Güzelyalı’daki üstyapı çalışmaları bitti’ dediniz. Yani buradan şu sonuç çıkıyor. Yol çalışmaları, asfalt ve parke taş çalışmaları bitti anlamına geliyor. Aslında bitmedi. Fen İşleri Müdürümüz de teyit edecektir. Asfaltı oldu, bordürü döşenmedi, üzerinin parkesi döşenmedi. Yüzde 80 bitmişlik var. Dardanos da aynı şekilde. Aynı ekip, nereye lazımsa oraya gidiyor. Yani bitmişlik sağlanamıyor. Aynı anda üç ekip koyamıyorduk çünkü bütçe sınırlı sonucu çıkıyordu. Şehrimizdeki bütün bu elden geçirip, düzenlenebilecek yollar yapılmalıydı. O yolları da yapardık. Bu liste böyle uzayıp gidiyor. Bir de fiyatlanmayan zararlar var yeni belediye binasıyla ilgili. Bunlardan birincisi, o bina 2018 yılında bitmiş olsaydı, bir çekim alanı oluşturacaktı. Mesai saatlerinde belediyenin yoğunluğundan kaynaklı bir çekim alanı olacaktı. Etrafındaki esnaf da bundan güzel etkilenecekti. Değerli, işlek bir merkez olacaktı. Şu an olmadığı için etrafındaki bütün esnaf bundan çok ters etkileniyor. Yaya ve araç trafiğine uygun olmayan bir yer. Onun dışında, etrafındaki konutlarda oturan insanlar terk edilmiş bir binanın gündüz ve gece güvenlik sorunundan muzdaripler. Bunun yanı sıra, şehrimizin her yerinde gerekli olan otopark sorununu o bölge çözecekti. Ondan da mahrumuz. Bir de şu an kullanılan belediye binası aslına uygun olarak kullanılamıyor. 2018 yılında belediye yeni binasına taşınsaydı, bu bina da aslına uygun kullanılıyor olurdu. Dolayısıyla burada nereden tutsak elimizde kalan bir durum söz konusu. Muhtemelen aynı sıkıntıyı, önümüze çıkacak bir faturayı Cennet Otoparkı’nda da göreceğiz. Hemen hemen aynı cümleler orası için de uyuyor. Dolayısıyla yeni belediye binasının bir an önce tamamlanabilmesiyle ilgili fikrimizi hep söyledik. 

“O BİNAYI TEKRAR DİPSİZ KUYUYA SOKMAYIN”

Şimdi bir ihale yapıldı. İhaleye baktığımızda 7 tane firma katılmış. En düşük teklif ile en yüksek teklif arasında 27 milyon TL’lik bir fark var. Neredeyse o bina ebatında daha sade bir bina yapacak kadar bir rakam var. Benim izlenimim, ihaleye katılanlar açısından birileri yanlış hesap yapmış.  O yüzden bu sefer belediyemizin hesap kitabını çok düzgün yapın. Termindir, teminatlardır anlamında çok denetleyerek bir inşaat yapalım ve tekrar o binayı dipsiz kuyuya sokmayın. İyi işler yapıldığında belediyenin ekiplerine teşekkür ediyoruz.  Binayla ilgili 30 milyon TL’lik zararı batan müteahhit tek başına yapmış olamaz. Belediye ve bu konuda çalışan tüm ekibin  şapkasını önüne koyup, nerede hata yaptığını sorgulaması lazım. Bundan sonraki süreçte belediyenin hesap kitabını düzgün yapması lazım. O binayı tekrar dipsiz kuyuya sokmayın. Tabii ki belediyeye bu konuda borçlanma yetkisini vereceğiz. Çünkü o bina bir an önce bitmeli ve şehir artık bu yükten kurtulmalı.”

“BU BİNANIN İLERLEMEME SEBEBİ EKONOMİK KRİZ OLAMAZ”

AK Parti’li Yüksel, belediye binasının yarım kalmasına 2018 yılından itibaren yaşanan ekonomik krizi gerekçe gösteren Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’a şu sözlerle yanıt verdi:

“Ben hep diyordum ki bu binanın ilerlememe sebebi ekonomik kriz olamaz. Çünkü o dönem kriz zamanı değildi. İnşaat sektörü 2 yıldır sıkışık. Bu meclistekilerin yarısı inşaatla ilgili insanlar, biri de çıkıp, ‘Sıkışıklık 2 yıldır var. Daha öncesi inşaatın parlak dönemiydi. İnşaatla ilgili sıkıntı çekilmeyen, finansmanın çok kolay bulunduğu dönemdi’ demiyor. Bunu benden başka diyen yok. Bir de müteahhit ‘batıyorum’ deyip 1 günde batmaz. Zaten müteahhitte sıkıntı varsa, iyi denetleme yapılsa o durum öngörülürdü. Ara çözümler bulunabilirdi.”

“OKUL VE CAMİNİN FONKSİYONEL OLARAK BİRBİRİNE NASIL ZARAR VERDİĞİNİ ANLAYAMIYORUM”

Yüksel ayrıca, toplantının gündem maddeleri arasında yer alan ve Tekzen bölgesine cami yapılmasını içeren Nazım ve Uygulama İmar Planı değişiklik teklifine ilişkin yaptığı konuşmada söz konusu bölgede halen daha yürüme mesafesinde cami olmayışını eleştirdi. Sürecin 1,5 yılı aşkın süredir devam etmesine rağmen hala çözüme kavuşturulamadığını vurgulayan Yüksel, yanında okul olduğu gerekçesiyle belediyenin 1,5 yılı aşkın süredir cami izni vermemesine tepki gösterdi.

“Biz, ‘okulun yanına cami yapılsın’ diyoruz. Bu fonksiyonlar nasıl çatışıyor, nasıl birbiriyle çelişiyor, ben bunu anlayamıyorum” diyen Yüksel şöyle konuştu:

“Tekzen bölgesinde yürüme mesafesinde cami yok. Burası imara açılırken, sosyal donatılar konulurken, dini alan diye konan yer çözümsüz bir yerdi. Üzerinde kırk küsur rehin, haciz bulunan ve çözülmesi mümkün olmayan bir yerdi. Bir dernek teklifte bulundu. ‘Bütçemiz var, şu yeri alabilir miyiz?’ diye. Sizi (Ülgür Gökhan) ziyaret ettim ve gösterdim. Siz de, ‘Diyanete devredin, tamamdır bu iş’ dediniz. Sizin sözünüze istinaden de sorunu çözmek için yer diyanete devroldu.  Bu yer de Mektebim Okulu’nun arkasındaydı. Cami ve okul yan yana olduğundan ikisinin sırtı birbirine bakacaktı. Neredeyse bir buçuk yıldır camiye yani ihtiyaç olan ibadethaneye yer vermiyoruz. Diyanete devredilen yer için küçük deniyordu, şimdi ise değerlendirelim denilen yer buradan daha küçük. Eğer bu iş baştan iyi planlansaydı şu an başka bir yer aramıyor olurduk. Gelinen noktada fonksiyon çatışmasından söz ediliyor. Yani okul ile caminin fonksiyonları çatışıyormuş. Biz, ‘okulun yanına cami yapılsın’ diyoruz. Bu fonksiyonlar nasıl çatışıyor, nasıl birbiriyle çelişiyor, ben bunu anlayamıyorum. Çocuklar ezan sesi duyuyor diye mi bunun sakıncası olacak? Ayrıca uzun süredir CHP yönetimindeki şehrimizde bir sürü cami ve okulun yan yana olduğu örnekler var. Mesela Mecidiye Camii ile Fatma Şemsettin Okulu yan yana. Şehitler Camii ile Ömer Mart Okulu, Kocatepe Camii ile Eğitim Kampüsü… Ben ısrarla bu sorunun çözülmesini istedim çünkü buradaki 3 bin civarındaki konutun sahibi insanlar cami istiyorlar. Caminin bizim kültürümüzdeki yerini, yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede, her yeri maneviyat olan bir şehirde anlatacak değilim. Zaten insanlar bize ‘cami yapın’ da demiyor. Paraları hazır ve o alana cami yapılması için fonksiyon değişikliği talebinde bulunuyorlar. İnsanların ibadet ihtiyaçlarına karşı oluşan bu dirence anlam veremiyorum.”

“DİN VE ORTAK DEĞERLER ÜZERİNDEN ASLA SİYASET YAPMAM”

CHP’li Belediye Meclis Üyesi Deniz Erdem’in, cami üzerinden siyaset yapılmaması gerektiği eleştirisi üzerine söz alan AK Parti’li Yüksel, “1,5 senedir ısrarla, sabırla, bu işin iyi niyetle çözülmesi için sustum. Din üzerinden, ortak değerler üzerinden siyaset yapmak hiç istediğim, sevdiğim bir şey değil. Hayatta yapmam! Hizmet için siyaseti öngördüğüm ve kabul ettiğim için sabırla bekledim. Üstelik 1,5 seneyi de geçti. Ben siyasi rant peşinde olsaydım, böyle bir açıklama yapmak için sabırla 1,5 yıl beklemezdim. Zaten şehrin en geniş caddeleri o bölgede. Okul ile cami trafiğinin birbiriyle alakası yok. Cami, konutlara bakıyor. Butik bir cami olacak. O alan tahsis edilebilirdi. Şu anda o cami bitmiş ve insanlar kullanıyor olacaktı” diye konuştu.
 

Anahtar Kelimeler:
Ayvacık'ta feci kaza: 3 ölüÖnceki Haber

Ayvacık'ta feci kaza: 3 ölü

Lapseki Adliyesi'nde korona alarmı!Sonraki Haber

Lapseki Adliyesi'nde korona alarmı!

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!