HDP’ye yönelik saldırıya CHP'den çok sert tepki: “Korkmuyoruz, yılmıyoruz!”
CHP Çanakkale İl Başkanlığı, HDP’nin İzmir İl Başkanlığı binasına düzenlenen ve 1 kişinin ölümüyle sonuçlanan silahlı saldırı üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti hükümetini çok sert sözlerle eleştirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yönelik Rize’de gösterilen tepkilerin ardından, “Daha neler olacak neler? Dur bakalım bunlar iyi günler” şeklinde sarf ettiği sözlerine atıfta bulunulan açıklamada şunlar kaydedildi:
“Dün İzmir’den çok acı bir haber geldi. HDP il binasına yapılan saldırıda bir vatandaşımız (DENİZ POYRAZ ) hayatını kaybetti. Öncelikle yapılan bu alçak saldırıyı kınıyor, saldırıda hayatını kaybeden yurttaşımız Deniz POYRAZ’ a Allahtan rahmet diliyor ve ailesine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.
Bu saldırıyı bir kişiye, bir partiye düzenlenmiş bir saldırı olarak değerlendirmek çok yanıltıcı olur. Bu saldırı açıkça demokratik siyaset kurumunu, siyaseti ve toplumu sindirmeye yönelik alçak bir saldırıdır. Bu saldırının azmettiricileri, kürsülerden zehir saçan, halkın hakkını savunan siyasetçileri, özgür ve tarafsız medyayı sindirip sadece kendi sesinin duyulmasını isteyen kişilerdir.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rize’de Sayın Akşener’e yönelik provokasyonun ardından “Daha neler olacak neler”. “Dur bakalım bunlar iyi günler” demişti. Daha karanlık günlerin özlemini yansıtan bu psikolojiyi anlıyoruz. Çünkü biliyoruz: Kurt puslu havayı sever. Fakat herkes de şunu bilsin ki; özgürlüğe, adalete, demokrasiye susamış insanları hiçbir kuvvet yıldıramaz. Güç gösterisi yapmakla kendini güçlü zannedenlere hatırlatalım: Güzel ülkemizin adalet, özgürlük, şeffaflık isteyen vatandaşları bu ülkenin en büyük gücüdür. Gücümüzün farkındayız! Korkmuyoruz, yılmıyoruz!
Ülkemizdeki her bir vatandaşımızın kendini güvende hissetmeye hakkı var. Şeffaf olmayan, hesap vermeyen, yer altı örgütleriyle iş tutan; vatandaşlarımızın huzurunu ve güvenliğini sağlamak yerine kendi çıkarı için provoke eden bir devlet anlayışı olamaz. Bizler şeffaflık istiyoruz. Her fikrin özgürce ifade edildiği, devletin her kuruşunun nereye gittiğinin hesabının verildiği bir Türkiye istiyoruz. Ülkemizin güzel insanları katil olmayı da maktul olmayı da hak etmiyor.
İktidar ve etrafını saran bir avuç yandaş, her türlü karanlık yönteme başvurup bu ülkenin kaynaklarını sömürsün, halkı soyabilsin diye ülkemizin içine ittirildiği kara girdaptan hep birlikte çıkacağız. Biliyoruz ki AKP’nin kendi yandaşlarını zengin etmek üzerine kurduğu iktidarın panzehri şeffaflık ve demokratik siyasettir. Söz veriyoruz: Halkın parası, son kuruşuna kadar halk için kullanılacak. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında bolluk ve refah içerisinde, özgürce ve huzurla yaşayacağımız Türkiye’yi kuracağız.
Hep söylüyoruz. Dünyanın en nadide coğrafyalarından birinde yaşıyoruz. Kaynaklarımız, iklimimiz, gençliğimizin enerjisiyle, tarih boyunca bolluğun ve bereketin simgesi olan topraklarda güzel ülkemizin tüm vatandaşları; esnafı, öğretmenleri, gençleri, sağlık çalışanları, anne-babaları, yaşlıları bolluk ve refah içinde yaşamayı hak ediyor.
Hükümetlerin işi; vatandaşlarının refahını en üst seviyeye taşımak, gençlerin önünü açmak, yaşlıları rahat yaşatmak için politikalar üretmektir. Dünyanın her yerinde vatandaşlar bunun için sandığa gider, oy verir. Yaşam standartlarını iyileştirsin, ülkemizi ileri taşısın diye bir partiyi iktidara getirir. İktidara gelen partinin görevi; tarımdan eğitime, sağlıktan ekonomiye her alanda ülkeyi kalkındıracak, vatandaşların refahını yükseltecek politikaları belirleyip hayata geçirmektir.
Asgari ücretliden çiftçiye, salgında işsiz kalandan emeklilere kadar her vatandaşımızın daha iyi koşullarda yaşaması için çözümleri tek tek anlattık. Fakat AKP hükümetinin ne çiftçi umurunda, ne öğrenci… Ne sağlık personelinin sorunlarını umursuyor, ne de vatandaşın sağlığını…
Şimdi pislikler ortaya saçıldıkça anlıyoruz; meğer öyle meşgullermiş ki; ülkeyi yönetmeye, vatandaşın derdine derman bulmaya vakitleri yokmuş! Meğer ne çok işleri varmış! Silah ticaretiyle, ihale pazarlıklarıyla, uyuşturucu kaçakçılıklarıyla, mafyayla iş tutmayla o kadar meşgullermiş ki! Eğitim politikasına, tarım politikasına, esnafa, KOBİ’lere, vatandaşa ayıracak ne zamanları varmış ne de enerjileri!
Kendi ceplerini doldurmak için, servetlerine servet katmak için kuzu postu giymiş kurtlar, güzel Ülkemizin üstüne çullanmışlar! Gözü aç hırsızı doyurmak mümkün mü? Merkez Bankasının 128 milyarı yetmedi. Kaç 128 milyar dolar daha gitti belli değil. Bu da yetmiyor. Ülkemizin akarsularına, ağaçlarına saldırıyorlar! Yetmiyor, şehitlerin ve gazilere verilecek paranın da üstüne çöktüler! Daha ötesi var mı? Saray beslemeleri doymuyor, doymayacaklar! Kendi lüks yaşantılarına gelince kaynak sorunu yok. Yandaşlarına beş yerden maaş vermeye gelince kaynak sorunu yok; ama pandemide esnafa ve işsiz kalan vatandaşa desteğe gelince kaynak sorunu var.
Değerli vatandaşlarımıza sesleniyoruz. Geçmişte AKP’ye, MHP’ye oy vermiş olan hemşerilerimize sesleniyoruz. AKP iktidarında hepimizin verdiği vergiler, soframızdan eksilen her ekmek iktidarın yandaşlarına ve saray beslemelerine gidiyor. Ülkemizin her bir kuruşunun hesabının verileceği, yandaşların musluklarının kesileceği, tüm vatandaşlarımızın bolluk ve refah içinde yaşayacağı bir Türkiye kurmak kesinlikle hayal değil. “Kaynak nerede?” diye soran olursa, yandaşlara giden milyarlarca dolarlık ihalelere, köprü geçiş garantilerine, beş yerden maaş alan saray beslemelerine, saray iktidarının yurtdışına kaçırdığı paralara bakın… Bu paralar sizin, hepimizin cebinden çıktı. Hangi vatandaşın evinde para sayma makinesi var? Bir avuç hırsız, yolsuz geceliği bir ev parası eden otellerde servet biriktirsin diye, güzel ülkemizin üstüne karabasan gibi çöktüler.
Tekrar ediyoruz. Ülkemiz zengin. Kaynaklarımız var. Türkiye yoksul bir ülke diyen varsa, iktidar yandaşlarının servetlerine bir baksın. Milyar dolarlık o servetler, Ülkemizin vatandaşlarının alın teri, çalınan vergileri…
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, halkın parası 5’li çeteye değil; 83 milyon vatandaşımıza gidecek. Çocuklarımızın, ağaçlarımızın, Marmara Denizindeki balıkların yaşam hakkını savunacağız ve çocuklarımız için eşit ve adil bir Türkiye’yi hep birlikte kuracağız.
İşte bu yüzden, acil seçim istiyoruz! Hemen sandığı getirin ve düşün milletimizin yakasından!
Hep kendi yetkilerinizi artırmak için getirdiğiniz sandığı, bir kere de demokrasi için, bu milletin sesine kulak vermek için getirin. Getirin ve duyun bakalım millet size ne diyecek!”
Yorum Yazın