Sarıçay'dan alınan örneklerde ağır metaller saptandı: “Kanserojen etkilerinin olduğunu biliyoruz”
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Eğitim Fakültesi Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Evren Erginal, kenti ortadan ikiye bölen Sarıçay’ın çökeltilerinde ağır metaller saptadıklarını belirtti.
Türkiye’nin farklı bölgelerinde göl, akarsu ve baraj yataklarındaki çökelmelerde incelemeler yaptıklarını belirten Prof. Dr. Ahmet Evren Erginal, kenti ortadan ikiye bölen Sarıçay’da ağır metaller bulduklarını ifade etti.
Yüksek lisans öğrencisi Taylan Akarsu’nun tez araştırmaları kapsamında 26 noktadan sediment örnekleri aldıklarını ifade eden Erginal, “Burada amacımız aslında doğal yollarla, doğrudan kayaların suların etkileşiminden ayrışmasıyla taşınan metallerden, insan etkisiyle taşınan metalleri ayırmak. Çünkü antropojenik etkilerle, bilhassa tarım arazilerinde aşırı gübre kullanımından dolayı veya ürüne zarar veren organizmaların kovulması için kullanılan pestisitlerden kullanılan, aynı zamanda Sarıçay havzasındaki birtakım madenlerden de gelen bir metal zenginleşmesi söz konusu. Atmosferik olarak da bölgede birden fazla termik santraller var. Buralardan da metaller gelmiş olabilir” dedi.
“Örneklerde metal zenginleşmesini belirledik”
Sarıçay sedimentlerinden aldıkları örneklerde çok fazla metal zenginleşmesi belirlediklerini ifade eden Prof. Dr. Erginal, “Bir yandan Sarıçay Çanakkale’yi ikiye bölen bir akarsu. Atikhisar Barajı’ndan geçtiği kısımdan, denize döküldüğü kesime kadar, özellikle kıyıya yakın kesimde suyunun rengindeki koyulaşma herkesin dikkatini çekiyor. Bir yandan da yaz aylarında o çürük yumurta kokusunu çok rahatlıkla alabiliyorsunuz. Biz zaten örnekleri alırken bunu hissetmiştik. Biz örneklerde metal zenginleşmesini belirledik” diye konuştu.
“En önemli ekolojik risk nikel ve kurşun metalleri çıktı”
Yapılan çalışmalar doğrultusunda en önemli risk olarak nikel ve kurşun elementlerinin çıktığını ifade eden Erginal, “Doğal metaller de var; demir, alüminyum, bizmut, kobalt, nikel ve kurşun gibi metaller var. Bunların içerisinde tabii ki arsenik ve civa önemlidir fakat, Sarıçay yatağının çökeltilerinde bunlar çok yüksek çıkmadı. Ancak, kadmiyum bakımından önemli bir zenginleşme belirlediğimizi belirtmeliyim. En önemli ekolojik risk olarak nikel ve kurşun elementleri de çıktı” dedi.
“Kanserojen etkilerinin olduğunu biliyoruz”
Metallerin insan sağlığına zararlı yönlerine de değinen Erginal, “Literatürde öğrendiğimiz kadarıyla metaller canlıların yaşamında önemli sorunlara neden olabiliyorlar. Canlı vücudunda mutasyona bile yol açabilirler. Sinir, sindirim sistemi, deri hastalıkları oluşturmaları ve hepsinden önemlisi kanserojen etkileri olduğunu biliyoruz. Ama ben buradan tekrar edeyim bizim amacımız, Sarıçay’ın bir arşiv niteliğinde. İçerisindeki çökeltilerde ne kadar zenginleşmiş, ekolojik risk seviyesinin ne ölçüde olduğunu belirledik. Bundan sonra konuyu uzmanların canlı örnekler üzerinden çalışarak araştırması lazım” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Yorum Yazın