Selçuk Semizoğlu: “ÇTSO’ya siyaset sokmayacağım dedim ve sokmadım”

ÇTSO Başkanı Selçuk Semizoğlu’nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:

“ÇANAKKALE’NİN KAZANACAĞINA İNANIYORUZ”

“Geçen dönem 55 olan meclis üyesi sayımız 54’e düştü. Aktif üye sayımız 5 bini geçince bunun bir hesaplama şekli var. Eskiden 151 üyeli komitelerimizde 3 meclis üyesi çıkıyordu. 5 bini geçince 201 faal üyeli komitelerde 3 meclis üyesi çıktı. Dolayısıyla 151 ile 201 arası 3’ten 2’ye düşmüş oldu. 1 eksik ondan kaynaklanıyor. Meclisimizde 31 üyemiz değişmedi. Temsilci olarak 1 değişiklik var. Geçen dönem Dardanel grubunu Mehmet Önen bey temsil ederken, yeni dönemde Ayşe Önen Özoğuz kardeşimiz temsil edecek. Ayrıca bir ilk de bu dönem Ayşe Önen Özoğuz kardeşimizle yönetimde birlikte çalışacağız. Bu da Çanakkale ve Ticaret Odası Yönetim Kurulu’nda ilk kadın yönetim kurulu üyesi olarak kayıtlara geçecek. Genç bir yönetimiz. Yönetim kurulu yaş ortalamamız 43,7. En yaşlıları benim. Sonra Ersin bey geliyor. Meslek Komiteleri toplam üye sayımız 131’den 129’a düştü. Biraz önce bahsettiğim sebepten dolayı. Çok yoğun katılımlı bir seçim geçirdik. Çanakkale kazansın dedik, Çanakkale’nin kazanacağına inanıyoruz.”

SORU CEVAP

Başkan Semizoğlu’nun basın mensuplarıyla soru-cevap şeklinde süren açıklamaları ise şöyle devam etti:

“İKTİDAR PARTİSİ MİLLETVEKİLİYLE, MERKEZ İLÇE BAŞKANI BU SEÇİMDE OLDUĞU GİBİ EL ELE TUTUŞSALARDI…”

Aslına baktığınız zamana geçen seçimlerde yine 21 komitenin 21’ini alarak ben ve ekibim bu sıralara oturmuştuk. Bugün konuşacağım. Bugünden sonra da konuşmayacağım. Daha doğrusu bir sataşma gelmezse konuşmayacağım. Geçen dönemde de AK Parti ve CHP ben ve ekibimin karşısındaydı. Bunun sebebi olarak, herkesin bir siyasi görüşü var. Ben ‘Odaya siyaset sokmayacağım’ dedim ve sokmadım. Bu dönem baktığımızda AK Parti diyemeyeceğim, çünkü AK Parti değil, sadece İl Başkanı, Bülent Turan ve ekibi. Öbür tarafa da baktığımız zaman CHP diyemem, Merkez İlçe Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve 1-2 belediye başkanı daha aleni bir şekilde çalıştılar. Bürokratları da biraz çalıştırdılar. Sonuç ortada arkadaşlar. Benim üzüldüğüm şey şu, ben 2013 yılından beri Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalışıyorum. 2016’nın Temmuzunda Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı oldum. Bildiğiniz üzere Bülend Engin bey, Çanakkale’de çok büyük hizmetleri var. Onun yardımcılığını üstlendim. Bülend bey çok yoğun olduğu için, birçok işte de başkan gibi çalıştım. Şimdi 10 yıl, Allah aşkınıza 10 yıl, iktidar partisi milletvekiliyle, merkez ilçe belediye başkanı el ele tutuşsalardı, bu seçimde tutuştukları gibi, bu Çanakkale merkezde neler olurdu arkadaşlar? Bu anlamda neleri kaybettik biliyor musunuz? Bülend beyin başkanlığı döneminde planlarını hazırlattığı yat limanını kaybettik, hepsi bizim dosyalarımızda mevcut. Ve yine Bülend beyin başlattığı kruvaziyer limanını kaybettik. 10 yılda bunlar bitmişti. Yine ÇTSO olarak üstlenmek istediğimiz fuar ve kongre alanını kaybettik. Bunları yapamadık. ÇTSO ne yapmış? Ezine Gıda İhtisas’ı yaptı arkadaşlar. Hadi siyasiler bunu politika malzemesi yapıyor diye sesimizi çıkarmadık. Projenin sahibinin kim olduğu için dosyalara açılsın bakılsın. Ezine Gıda İhtisas, ÇTSO’nun projesidir arkadaşlar. Birçok yaptığımızı da konuşmadık ki hadi siyasilerimiz neticede oy istiyorlar vatandaşlardan. Biz oy için çalışmıyoruz. Hizmetimizi veriyoruz, karşılığını da alıyoruz hamdolsun. Evet bir laf etmiştim, ben ve ekibim Çanakkale’nin ticaretini siyasi istiladan kurtardık. Açık ve net. Bundan sonra konuşmayacağım. Çünkü bir ÇTSO başkanının, milletvekilleriyle de belediye başkanlarıyla da çok iyi geçinmesi ve çalışması gerekir. Ama şunu ifade etmek istiyorum, oyunu bozan ben değilim.

“BUNDAN SONRA HER ŞEYE CEVAP VERECEĞİM”

Önceki döneme dair pişmanlığımız yok. Yani pandeminin arkasına sığınacak bir insan değilim. Ama pandemi geçti. Önceki dönem çok eleştirildik, bir kısım medya tarafından Kıbrıs gezisinde. Emin olun ki 2 ayda bir ben üyemi yurtdışına çıkaracağım. Çanakkale’yi tanıtacağım. Çanakkale’ye insanların gelmesini sağlayacağım. Üyemin de ufkunun açılmasını sağlayacağım. Bakın arkadaşlar meclis konuşmamda ifade ettim, 2018 Nisan ayında ÇTSO’nun banka ve kasa akrediti 2 milyon 350 bin lira. Geçen ay sonu itibariyle 9 milyon lira. Demek ki biz bütçemizi son derece mütevazı harcamışız. Ticaret ve Sanayi Odalarının amaçları, illerinin tanıtımlarına öncülük etmek, üyelerinin ufuklarının açılmasına, ticaretlerinin gelişmesine öncülük etmektir. Biz 3 senede 31 olan ihracatçı sayımızı 99’a çıkardık. Bunu tabii ki geçen dönem az yapmışız, bu dönem daha çok yapacağız. Basın olarak bizi de eleştirin. Ama aynı eleştiriyi 3 defa 5 defa, o pilav su kaldırmıyor. Kıbrıs’a gitmişiz de, 200 bin lira harcamışız da, onu söyleyen de yalan konuşuyor. 200 bin lira değil, 297 bin lira. Gittik de ne yaptık? Rifat bey ile liderlik akademisine katıldık. O gün orada 35 oda ve borsa yönetimi vardı. Rifat bey ÇTSO’yu 35 oda ve borsaya örnek gösterdi. ‘Bakın Selçuk başkan meclis üyelerini de aldı buraya getirdi’ dedi. Eşlerini de götürecektik de, konaklama sorunu yoktu ama uçaklarda yer bulamadık. Onu da söyleyeyim. Yani 550’ye de çıkardı o akşam. Bunu yapacağız. Bunlarla eleştiriyorlarsa da eleştirsinler. Onu eleştirenler önce kendi önlerini süpürecekler. Bundan sonra her şeye cevap vereceğim. Sosyal medyadan verince kızıyorlar bana, bundan sonra mikrofondan vereceğim. Ama iddialarını kanıtlayacaklar, öyle bedava yok. Ekibimi görüyorsunuz. Bu arkadaşlarımızın odadan 1 kuruş gelirleri yok. Ben de dahil. Bugün Çarşamba geldiler, her Çarşamba da burada olacaklar. Ayşe Önen Özoğuz kardeşimiz yurtdışında, Turgay Kılıç kardeşimiz yurtdışında, Murat Aydoğdu arkadaşımız da bugün şehir dışında olduğu için bugün gelemedi. Onun dışında biz geçen dönem de 11 yönetim kurulu üyesinin hiç daha 8’in altına inmedik. Dikkat ederseniz en son meclis toplantımızda eski yönetim kurulu üyemiz Özgür Ekşi kardeşimiz, “Ben 4 dönem meclis üyeliği yaptım. Artık benden sonrakiler yapsın” dedi ve aramızdan gönüllü bir şekilde ayrıldı. Bu gördüğünüz şeylerin arkasında, mutfağında öyle şeyler var ki arkadaşlar, öyle şeyler yapılıyor ki, sekreteryamızda Sema hanım ve ekibi, akşam isterseniz 6’da 7’de geçin, burada yine personellerimizden çalışanlar var her akşam. Bugün bizim toplantımız 4’te başlayacak, kaçta biteceği belli değil. Bu arkadaşlarımın hepsi evinden, aşından, işinden vakit ayırıp da buraya geliyorlar. Öyle şeyleri konuşuyoruz ki iğneden ipliğe. Ama biz emek verirken öbür tarafta da haksızca eleştirilmek bizi demoralize ediyor. Ama sorun değil, biz yine yolumuzda yürümeye devam edeceğiz.

“BU RİSKİ ALIYORUM VE BUNDAN SONRA DA ALACAĞIM”

Bakın arkadaşlar 5 ay önce Çanakkale’ye Gastronomi Evi yapalım diye çalışmaya başladık. Daha önceki konuşmalarımda var. Gökhan Doğru arkadaşımız birçok kamu kuruluşuna proje yazma konusunda bilabedel yardımcı oldu. Açık Cezaevi’nden tutun da birçok kuruma… Gastronomi Evi ile ilgili projemizi sunduk. Benim de yönetim kurulu üyesi olduğum Güney Marmara Kalkınma Ajansı’na (GMKA) sunduk. Proje sahibi ÇTSO’dur. Cevap gelmiyor. Genel Sekreter ile görüşüyorum, bana söyleyemiyor, Sema Sandal hanıma söylemiş. Vali bey ÇTSO’yu silmiş, Çanakkale Valiliği yazmış. Neden? Açılış yapmak için mi? Yer bizim, odanın. Yere de 600 bin lira para harcadık. Gerçi onun da eleştirisi var, metruk bina diye çıktı ya malum basına. O metruk denilen binada geçen ay Turizm Bakanının da katıldığı Deniz Ticaret Sergisi yapıldı. Bakan yardımcısı bizzat teşekkür etti. Metruk bina öyle olmaz. Şimdi birçok proje de böyle kalıyor. Benim dönemimde İlhami Vali gerçekten kişiliğine çok saygı duyduğum, telefonu 7/24 bize açık, çok iyi bir insan. Ama benim yönetim kurulu üyesi olduğum dönemden beri dördüncü valim. Orhan Valinin sakız çiğneme şekli başkaydı, İlhami Valinin sakız çiğneme şekli başka. Onun için bu proje sahibinin, gerçek sahibi zaten ÇTSO, ama proje sahibinin ÇTSO olması gerektiğine inanıyorum. Ama 4,5 ayda hala bir cevap alamadık. Bir de ben oranın yönetim kurulu üyesiyim. Bakın arkadaşlar benim gibi bunları açıkça konuşabilen Türkiye’de çok az oda başkanı vardır, bu riski alabilen. Ben de bu riski alıyorum ve bundan sonra da alacağım. Ben ve ekibim, Çanakkale’nin tacirinin tüccarının gelişmesi, işini geliştirmesi için elimizden geleni yaptık, yine yapacağız. ÇTSO’nun, hiçbir kurum ve kuruluşla, hiçbir şekilde çekişmesi, kavgası söz konusu değildir. Olması da doğru değildir. Bunu açıkça ifade etmek istiyorum. Yok çok sertmiş de, yok şeymiş de, laf doğruysa söylenir. Yalan söylemediğim sürece benim için hiçbir sakıncası yok. Üyelerimin de yok ki, Çanakkale tarihinde geçen seçime göre yüzde 100 katılım artmış. Burası şölen havasındaydı. Çok mutlu oldum. Bakın birçok komitede, eskiden meclis üyesi olmak, komite üyesi olmak çok önemli bir şey değildi. Birçok komitede arkadaşlarım komitelere isim buldular, çok arkadaşımız da komiteye giremediği için küstü. Komiteye girmek dahi önemli bir hale geldi ÇTSO’da. Bu da ÇTSO’nun üyelerine karşı sorumluluğunu yerine getirmiş, ciddi bir kurum olma yolunda ilerlemiş demektir. Bu beni mutlu etti. Yönetim kurulunu yazarken çok zorlandım. 11 yönetim kurulu üyemden 3’ü kendi isteğiyle ayrıldı. Hiçbir dargınlık, kırgınlık yok. Neticede bu bir bayrak yarışıdır.

“KAMUOYUNUN VİCDANINA BIRAKIYORUM”

Biz zaten Gastronomi Evi’nde üniversitemizin gastromi bölümüyle birlikte çalışacaktık. Gastronomi Bölüm Başkanı ile de arkadaşlarımız konuştu. Yani Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi gibi güzide bir üniversiteye sahip ilimiz. Bu sene bütün kayıtları dolmuş. Sevindirici bir haber ilimiz adına. Tercih edilen bir üniversitemiz var. Gastronomi Bölümünü geliştirmemiz gerekiyor diyorsanız, zaten hocalarımız gerekeni yapıyor ve biz destek vermeye hazırız ama kalkıp da oda olarak böyle bir şeye girişmemiz doğru olmaz. Biz Çanakkale gibi merkezdeki konumuyla, yapının güzelliğiyle, çok orijinal ve güzel bir yapı olacağı için, Çanakkale’nin tanıtımı için, gastronomi turizminden de ilimizin gerekli payı alması için böyle bir şey düşünmüştük. Bakın Güney Marmara Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu’nda ben Balıkesir Valimiz, Balıkesir Belediye Başkanımız, Balıkesir Ticaret Odası ve Balıkesir Sanayi Odası Başkanıyla beraberim. Onlar bu gastronomiyi o kadar güzel kullandılar ki, çünkü baktığınız zaman Belediye Başkanı ile Vali yan yana oturabiliyor. Yani bizim bir ayağımız aksak arkadaşlar. Bizim aksaklıklarımız bunlar. Ben kamuoyunun vicdanına bırakıyorum. Bizim Çanakkale için yapmamız gereken çok şey var. Artık bu işleri, bu popülizmi bir kenara bırakıp, siyaseti siyasiler yapsın, biz ticaretin gelişmesi için taşın altına bugüne kadar elimizi, gövdemizi koyduk, bundan sonra da koymaya devam edeceğiz.

“VEKİLLERİMİZLE ‘KÜSTÜK OYNAMIYORUZ” ŞEKLİNDE BİR TUTUMA GİRMEDİK”

Ben seçim günü dahi Bülent Turan bey ile görüştüm. Yani görüşme sebebimi de söyleyeyim, gümrükle ilgili bir üyemizin sorunu vardı. Biz bu süreçte vekillerimizle ‘küstük oynamıyoruz’ şeklinde bir tutuma girmedik, giremeyiz de zaten. Seçim sürecindeki 2 ayda ben milletvekillerimizle de, valimizle de, valimizle zaten sürekli görüşüyoruz. Milletvekillerimizle, belediye başkanımızla böyle bir şeyimiz yok. Seçimin ardından sayın valimiz aradı tebrik etti. Diğerleriyle de görüşüyoruz. Ülgür başkan da arayamamış herhalde, hatta bugün gördüm, yazılı mesajı vardı masamın üstünde. Bir dargınlığımız, kırgınlığımız yok. Önümüzdeki genel seçimlere kadar milletvekillerimizle, yerel seçimlere kadar da mevcut belediye başkanımız ile çalışmaya devam edeceğiz. Artık seçim bitti. Ben şunu iddia ediyorum, Bülent Turan gibi partisi içerisindeki güçlü bir karakterin, Merkez İlçe Belediye Başkanıyla bir arada olsa bugüne kadar, bu seçimde olduğu gibi, Çanakkale ilinde değil, merkezinde çok daha şeylerin olabileceğini söylüyorum. Bülent Turan gerçekten konforumuz ama ‘hiç karışmadım’ demesin, seçim sürecinde tercihini bu yönde yaptı. Bugün o sayfayı kapatıyorum. Bu odada siyaset yapmadık, bundan sonra da yapmayacağız, böyle bir densizliğim olmaz ancak vekiller asıllara hizmet etmek için seçildiklerini unutmasınlar. Belediye başkanları da aynı şekilde, bunu unutmasınlar.