“Allah kimseyi ÇOMÜ Hastanesi’ne düşürmesin!”
Başlıktaki cümle bana ait değil...
Ancak keşke ben deseydim de, hastanedeki çok kıymetli bir profesörün dudaklarından dökülmeseydi bu sözler...
Bir profesör düşünün…
Yıllarını akademik eğitime, mesleğine sıkı sıkıya bağlı hekimler yetiştirmeye, insanların sağlık sorunlarının üstesinden gelmeye kendini vakfetmiş.
Bir de bu profesörün, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde uğraştığı ve mobbingi andıran meseleleri düşünün.
Şöyle ki…
Hastanede görevli kimi asistanlar adeta kendi krallıklarını ilan etmiş.
Kurdukları ortak WhatsApp grubunda hastalarla ilgili kendi kafalarına göre kanaat raporu yazıyorlarmış. Kıdemli olan asistan son kararı veriyormuş, sonrasında da o karar uygulanıyormuş.
Peki bunu yaparken bağlı bulundukları hocalarına haber veriyorlar mıymış? Tabii ki hayır. Çünkü bu hocalarımızın bazıları da mesai saatleri dışında rahatsız edilmek istemiyorlarmış!
Yazımızın konusu kıymetli hocamız, çok da haklı olarak, neden böyle yapıldığını sorguladığında ‘tukaka’ ilan ediliyormuş.
Niye? Hasta sağlığını öncelediği için!
Niye? Düzene uymadığı için!
Niye? “Ya hastanın başına bir şey gelse hesabını kim verecek” diye yüksek sesle sorduğu için!
Peki bu çıkış karşısında, utanmaları gereken hastanenin kelli felli kimi yöneticileri ne yapıyormuş?
“Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” atasözü misali, önce başkalarının iş yükünü bu hocamızın üstüne yıkmaya çalışıp, kabul ettiremeyince de asistanını yanından alarak, tek başına çalışmaya mecbur bırakıyorlarmış.
Şimdi bakın ben buradan hastane yönetimine sorayım…
Biz kobay mıyız da sağlığımızın kaderi whatsapp gruplarında asistanlara emanet ediliyor? Bu durumdan haberdar mısınız? Hakikaten mesai saatleri dışında rahatsız edilmek istemeyen star kaprisli hekimler mi var hastanede?
Bir profesörün asistanı neden ve hangi gerekçeyle yanından alınabiliyor? Profesörün çalışma verimliliği düşürülerek adeta hastalar da cezalandırılmış olmuyor mu?
Son olarak şunları yazıp bitireyim…
Hayatımda tanışma şerefine eriştiğim en başarılı, en mütevazı, çevremdeki insanlardan müthiş referanslar aldığım bir profesörden bahsediyorum.
Bu insanların karşısında önümüzü ilikleyip, yaptıkları işe saygı duyacağımıza, olmadık sebeplerle küstürmeyi seçiyoruz.
Sonra da hekimler neden Türkiye’yi terk ediyor diye hayıflanıyoruz.
Giderler tabi…
Şayet gitmelerini istemiyorsanız…
İşini düzgün yapanlarla uğraşmayın!
Hakkını arayanlara öcü gibi davranmayın!
Ekstra bir şey yapmanıza da gerek yok…
Gölge etmeyin yeter!
Hakkaten doğru. Sürekli whtsaptalar.. olmasa ne yapcaklar bilmem.