Ayhan Gider daha ne desin?
"Bu işler nüfusla, kalabalıkla olmaz. Lapseki ilçesi, 1980’den önce kadın milletvekili çıkarabilen bir ilçe. Siyasetle iç içe bir ilçe. AK Parti kurulduğu zaman ilk milletvekilimiz Mehmet Daniş, Lapsekili. Bir başka Lapsekili olan 11 yaşında bir çocuk valizini alıyor, buradan İstanbul’a gidiyor yatılı okula ve grup başkanvekili olarak dönüyor. Bu, Lapseki için büyük bir şeref. Bülent Bey, İstanbul’da bugüne kadarki ve inanıyorum bundan sonra da en genç teşkilat başkanı. Ondan sonra da daha genç teşkilat başkanlığı yapan birinin olacağını tahmin etmiyorum. O makamlara torpille gelemezsiniz. Emeğinizle, tırnaklarınızla gelirsiniz. Ondan sonra da Türkiye’de AK Parti’nin en uzun süre grup başkanvekilliğini yaptı. Resmi göreviyle ilgili değil daha önceki gönül ilişkilerini kullanarak getirdi. Bugünkü Lapseki dünkü Lapseki ile kıyaslanamayacak bir yer. Ben hepiniz adına ona tekrar teşekkür ediyorum. Sağ olsun, var olsun.”
Bülent Turan’a övgülerin yağdırıldığı bu sözler, geçtiğimiz günlerde partisinin Lapseki teşkilatı ile buluşan AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider’e ait.
Peki neden bu sözleri hatırlatma gereği duydum?
Hepimiz biliyoruz ki, son genel seçimde AK Parti Çanakkale Milletvekili seçilen Ayhan Gider ile AK Parti Grup Başkanvekilliği ve Çanakkale Milletvekilliği görevlerinin ardından İçişleri Bakan Yardımcılığı görevine getirilen Bülent Turan arasında, Çanakkale Milletvekili olarak Meclis’te birlikte mesai yaptıkları dönemden bu yana süren bir anlaşmazlık, bir uyuşmazlık hali mevcut. Üstelik siyasileri, bürokratları geçtim; sokak da bundan haberdar.
Ancak…
Ayhan Gider, Lapseki’deki teşkilat buluşmasında, Bülent Turan hakkında sarf ettiği, yazının girişinde de belirttiğim takdir edici sözlerle işin seyrini değiştirdi.
Gider, Turan’ı övmekte haklı mıydı? Yerden göğe kadar!
Zira Bülent Turan, Çanakkale’de yıllardır hayali kurulan 1915 Çanakkale Köprüsü’nden, Ezine OSB’ye, Ayvacık-Küçükkuyu Tünellerinden, müthiş bir dönüşüm geçiren kamu binalarının yapım süreçlerine kadar birçok büyük projede altında imzası olan isimlerden biriydi. Açıkçası Sayın Turan’ın, hiçbir siyasi parti ayrımı gözetmeksizin sergilediği iş bitiriciliğini Çanakkale arayacaktır. Seversiniz, sevmezsiniz orasını bilemem ama Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim edelim.
Ayhan Gider, Lapseki’deki sözleriyle kendine yakışanı yaptı.
Ha bir de ne demişti Gider?
“Biz, bizi yemezsek kazanırız.”
İşte tam da bu yüzden adım atma sırası Bülent Turan’da.
Sakın bana, “Yahu Bülent Turan, İçişleri Bakan Yardımcısı. Türkiye’nin tamamından sorumlu. Çanakkale ne alaka?” demeyin.
Çünkü siz de, ben de, kahvehanedeki Ahmet amca da işin öyle olmadığını biliyor.
Eğer görmezden, bilmezden gelirseniz…
Değil sadece beni, Çanakkale’nin tamamını, yerel seçimlerde başarılı olmak istediğinize ikna edemezsiniz.
Hepinize sağlıklı günler dilerim…
Yorum Yazın