Ne gerek vardı Rıdvan Uz, ne gerek vardı İYİ Parti!
İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz’un; partisinin kapalı grup toplantısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşme yapmasını gerekçe göstererek, İYİ Parti’nin hem kurucusu hem de eski genel başkanı Meral Akşener’in fotoğraflarının parti genel merkezinden kaldırılması önerisi; durumdan haberdar olan Meral Akşener’in ise bunun üzerine parti genel merkezine yazı göndererek fotoğraflarının tüm il ve ilçe teşkilatlarından kaldırılmasını istemesi siyaset gündemine bomba gibi düştü.
Olayın medyaya yansıması üzerine alelacele aksiyon alan İYİ Parti, Rıdvan Uz’un, genel başkan Müsavat Dervişoğlu’nun talimatıyla, partiden kesin ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edildiğini duyurdu.
Şimdi müsaadenizle olayı iki farklı bölümle ele almak istiyorum…
ÖNCE RIDVAN UZ İLE BAŞLAYALIM…
İYİ Parti’nin kuruluş sürecinde Meral Akşener’in en güvendiği isimlerden biri Rıdvan Uz idi.
Akşener’in oluruyla önce Genel İdare Kurulu üyesi oldu, ardından Genel Başkan Yardımcısı yapılıp Akşener’in A Takımı’na girdi, sonra da üst üste iki kez Çanakkale’den milletvekili adayı gösterildi. Diyeceğim o ki, Rıdvan Uz’un daha düne kadar Meral Akşener ile arasından su sızmıyordu.
‘Siyasette vefa olmaz’ diye bir söz vardır ancak Rıdvan Uz’un İYİ Parti’deki mevcudiyetini borçlu olduğu Meral Akşener’e yönelik, eline geçen ilk fırsatta, böylesi radikal, hatta bir adım daha ileri götüreyim, böylesi saçma sapan bir öneride bulunması çok ama çok gereksizdi.
Niye mi?
Evet, Meral Akşener külliyede Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü.
Peki bu görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından, Akşener’e yönelik bir görev teklifi yapıldığına ya da bundan sonraki süreçte birlikte yol yürüyeceklerine dair resmi kaynaklardan bir açıklama oldu mu? Hepimizin bildiği üzere hayır.
Dolayısıyla bir görüşme üzerinden sadece niyet okuması yaparak, amiyane tabirle Meral Akşener’in kellesini istemek Rıdvan Uz için büyük talihsizlikti.
Şunu da ifade edeyim…
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, AK Parti Genel Merkezi’nde Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmedi mi? Daha geçen gün Erdoğan, CHP Genel Merkezi’ne iade-i ziyarette bulunmadı mı? Ne CHP’de ne AK Parti’de Rıdvan Uz’unki gibi bir öneriye şahit olmadık.
O yüzden, bu görüşmeler dünyanın sonuymuş gibi lanse edilmek yerine bilakis olumlu karşılanmalı.
Zaten demokrasilerde olması gereken de bu değil midir? Avrupa’da örneklerini görmüyor muyuz?
İlkokul çocuğu gibi, ‘Onunla konuşan, benimle konuşmasın’ demenin mantığı yok artık.
O halde konuyu çok dağıtmadan soralım…
Peki bu yaşananlar, Rıdvan Uz’un partiden ihracı için yeterli miydi?
Bu sorunun cevabını da bir alt başlıkta verelim.
GELELİM İYİ PARTİ'YE…
Rıdvan Uz’un, Meral Akşener’e yönelik önerisi ne kadar gereksiz, ne kadar talihsiz, ne kadar altı boş, ne kadar saçma sapan da olsa partiden ihracını gerektirir miydi?
Olay zaten kapalı grup toplantısında, fikir alışverişinin yapıldığı bir ortamda geçiyor.
Öneriyi kabul etmezsiniz, konuyu kapatırsınız olur biter.
Partiden ihraç istemiyle disipline sevk etmek nedir Allah aşkına!
Öyle ya Rıdvan Uz’un ihraç edilmesi için partisini küçük düşürücü hal, hareket ve söylemlerde bulunması gerekir. Ancak bunların hiçbiri ortada yok.
Genel Başkan Müsavat Dervişoğlu, Meral Akşener’e olan yakınlığının diyetini, partisinin bir milletvekilini harcamaya kalkışarak ödememeliydi.
Daha itidalli bir biçimde, İYİ Parti’nin kurumsal kimliğine zarar vermeden bu mesele halledilebilirdi.
Ancak görünen o ki, tek başına girdiği seçimlerde büyük hezimet yaşayan, istifalarla günbegün kan kaybeden İYİ Parti hatalarından ders almak yerine, yanlışta ısrarcılığını sürdürüyor.
Bu şekilde devam edildiği müddetçe İYİ Parti’nin bir sonraki seçimlerde yok olmanın eşiğine geleceğini ve hemen akabinde siyaset sahnesinden silineceğini tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok sanırım.
Hepinize sağlıklı ve mutlu günler dilerim…
Metin Bey, Özgür Özel Altılı Masa'yı dağıtan değildi. Tekmeleyip Erdoğan'a seçim kazandıran Akşener idi. Özel Akşener'e yerel seçim öncesinde de çiçekle ittifak teklif etti. Akşener reddetti. Buna rağmen seçimi kazanan 1. parti genel başkanı olmayı başardı. Bunun gururuyla saraydaydı. Akşener'e genel başkanlığı bırakana kadar İP dahil her seçmen zaten O'n kızgındı. Arada fark çok var yani. Lütfen sapla samanı karıştırmayalım.