“Yavuz hırsız, ev sahibini bastırır misali…”
Yazımın başlığı için bu atasözünü seçtim çünkü bu zamana kadar resmi törenlere katılmak yerine ittifak ortağı CHP ile alternatif tören düzenlemeyi tercih eden İYİ Parti’nin, AK Parti İl Başkanı Naim Makas’a, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı törenine katılmadığı yönündeki eleştirisi bana bu atasözünü hatırlattı.
Birincisi… AK Parti söz konusu törende İl Başkanvekili, Kadın ve Gençlik Kolları Başkanı, Belediye Meclisi Grup Başkanvekili ve Merkez İlçe Yöneticilerinin katılımlarıyla temsil edilmiş. Eğer AK Parti yöneticilerinden hiç kimse törene katılmasaydı, bu eleştiriye hak verirdim.
İkincisi… Millet İttifakı’nı oluşturan CHP ve İYİ Parti’li yöneticileri 19 Mayıs törenine katıldıkları için tebrik ederim. Zira önceki resmi bayramlarda, devletin resmi tören programına katılmak yerine alternatif tören düzenleme yolunu seçiyorlardı. Hatta AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, CHP ve İYİ Parti genel başkanlarının 18 Mart Şehitleri Anma ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 106. yılı resmi törenlerine katılmayarak, sonradan çelenk bırakmalarını eleştirerek, “Devlet bir tanedir. Bayrak bir tanedir. İstiklal Marşı bir tanedir. 18 Mart bir tanedir. Tören bir tane olur. 8 Mart gibi, 10 Kasım gibi daha ötesinde Kurban ve Ramazan Bayramı gibi milli değerlerimizde özel günlerimizde ne olur parti kavgası yapmayın. İkilik yapmayın, resmi törenlere katılın” diyerek CHP ve İYİ Parti’ye sitem etmişti.
Üçüncüsü… AK Parti İl Başkanı Naim Makas, 19 Mayıs’ta parti programı dolayısıyla Lapseki’nin Çardak ve Umurbey beldelerindeydi. Bir araya geldiği gençlerin bayramını kutladı. Onlarla birlikte Atatürk’ü andı. Saat 19.19’u gösterdiğinde de tüm Türkiye’de coşkuyla okunan İstiklal Marşı’na eşlik etti. Şimdi İYİ Parti’nin iddia ettiği gibi, Atatürk’ten, Milli Mücadeleden, Kurtuluş Savaşı’ndan rahatsız olan biri bunu niye yapsın? Ya da 19 Mayıs kutlama mesajında, “Aziz Türk milleti, İstiklal Mücadelemizin Başkomutanı Atatürk’ün önderliğinde, bağımsızlık meşalesini 19 Mayıs ruhunun ateşiyle yakmış ve Anadolu’yu düşman işgalinden kurtarmıştır” ifadelerine niye yer versin? Atatürk’ten rahatsız olan biri böyle konuşmaz herhalde değil mi?
Dördüncüsü… İYİ Parti’nin bu tarz eleştirilerde bulunabilmesi için öncelikle alternatif tören ve milli bayramları siyasete alet etme alışkanlığından vazgeçmesi gerekir. Türkiye’nin milli bayramlarında, Türkiye’nin resmi törenlerine, Türkiye’nin siyasi partilerinin katılım göstermesi ne kadar normal ise yok sayması da bir o kadar abesle iştigaldir. Kaldı ki İYİ Parti bu konuda AK Parti’ye bir eleştiri yöneltiyorsa, tüm resmi törenlerde temsil edilen AK Parti’nin de İYİ Parti’ye onlarca eleştiride bulunması gerekir.
Beşincisi… İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’in, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya benzetmesi fevkalade yanlıştı. Dünyanın gözü önünde Filistin’de kanlı katliamlara imza atan Netanyahu’nun savaş suçlularından hiçbir farkı yokken, göçmenleri bünyesinde barındıran, yabancı devletlerce lastik botları patlatılarak ölüme terk edilen kaçak göçmenleri kurtaran, hiçbir ülkenin başına füze yağdırmayan bir ülkenin Cumhurbaşkanını, Netanyahu ile bir tutmak siyasi etiğin ötesinde, insanlıkla da bağdaşmaz. Akşener, Erdoğan’ı elbette eleştirebilir, muhalefette olan bir partinin lideri olarak Erdoğan’ı eleştirmesi kadar normal bir şey de olamaz. Etkili muhalefetin gereği de budur. Ama bu şekilde bir benzetme yapmak asla doğru değil. AK Parti Çanakkale İl Başkanı Naim Makas da bu gerekçelerle Akşener’e eleştirilerini yöneltti. Ancak İYİ Parti Çanakkale teşkilatı, özeleştiri yapmak yerine AK Parti’ye, geçmiş dönemde PKK terörünü bitirmek için başlattığı çözüm süreci üzerinden tepki göstererek, yanlışını yanlışla savunmayı tercih etti. HDP’yi doğrudan olmasa da gizli görüşmeler ve pazarlıklarla çatısı altında tutmaya çalışan Millet İttifakı’nın bileşeni olan İYİ Parti’nin HDP konusunda samimi olup olmadığını, ilerleyen süreçte alacağı aksiyona göre elbette değerlendireceğiz.
Altıncısı… CHP’den yaptığı Nejat Önder transferi büyük ses getiren AK Parti, geçmiş dönemlerde İYİ Parti’de merkez ilçe yöneticiliği yapan İrfan Tüce’yi bugün kendi saflarına kattığını duyurdu. Böylelikle, tören polemiği ve Akşener’in Erdoğan-Netanyahu benzetmesine Çanakkale özelinde etkili bir cevap vermiş oldu.
İYİ Parti’ye naçizane önerim, anlamsız ve soyut kavramlar üzerinden AK Parti’ye cephe açmak yerine teşkilat bütünlüğünü sağlamlaştırmak ve Çanakkale’ye hizmet noktasında insiyatif almasıdır.
Sağlıklı günler dilerim…
Yorum Yazın